Apple, akıllı telefon fotoğrafçılığı ve videoculuğu alanında her zaman iddialı olmuştur. Şirket, en yeni sensörleri, sensör kaydırmalı optik görüntü sabitleme gibi donanımları ve güçlü A serisi işlemcilerini kullanarak üst düzey kalitede içerikler sunmayı ve ProRes kayıpsız formatı sayesinde yaratıcı profesyonellere daha fazla düzenleme özgürlüğü tanımayı hedefliyor. Tüm bu teknolojiler, Apple'ın orijinal filmi F1'in bazı bölümlerini çekmek için özel olarak tasarlanmış bir modülde bir araya getirildi. Peki bu nasıl başarıldı?
Özel Modül iOS Üzerinde Çalıştı Ama Hangi iPhone Sensörü Veya A Serisi Çipset Kullanıldığı Açıklanmadı
Formula 1 araçlarının inanılmaz hızı göz önüne alındığında, bu filmin bazı sahnelerini normal bir iPhone ile çekmek oldukça zorlayıcı olurdu. Apple'ın bu zorluğu nasıl aştığına dair ortaya çıkan bilgiler, cihazın bir iPhone'a benzemese de, teknoloji devinin telefon ailesinden parçalar içerdiğini gösteriyor. Edinilen bilgilere göre, şirketin mühendisleri yarış araçlarına yerleştirilen dahili kameraları, iPhone parçalarından oluşan özel bir kamera ile değiştirdi.
Ne yazık ki Apple, kullanılan donanımın tam özelliklerini açıklamadı. Bu nedenle, şirketin mühendislerinin en yeni A serisi işlemcili bir iPhone'un sensörünü mü yoksa farklı bir donanımı mı kullandığını kesin olarak bilmiyoruz. Ancak yapılan özelleştirmeler bunlarla sınırlı kalmadı. Özel modül ayrıca bir iPhone bataryası ve lense giren ışığı azaltmak için bir nötr yoğunluk (ND) filtresi içeriyordu. Bu filtre, film editörlerine pozlama üzerinde daha fazla kontrol sağladı.
Olağanüstü yüksek hızlarda ve aracın sürekli titreşimi altında, iPhone dahil herhangi bir akıllı telefon kamerası yeterli görüntüyü üretemezdi. Bu yüzden ekip, özel modülü tasarlarken oldukça zekice düşünmek zorunda kaldı. Modül; darbe, titreşim ve yüksek sıcaklığa dayanacak şekilde test edildi ve Formula 1'in beklentilerini fazlasıyla karşıladığı görüldü. Cihaz iOS işletim sistemi üzerinde çalışıyordu, ancak kamera kısmı özel bir yazılım kullanıyordu ve editörlere renk düzenleme sırasında daha fazla esneklik sunan Apple ProRes kayıpsız video formatında kayıt yapabiliyordu.
Apple'ın aşması gereken başka bir zorluk daha vardı; modülde herhangi bir kablosuz bağlantı (radyo) bulunmuyordu. Bu nedenle, film yapımcılarının kare hızı, deklanşör açısı, pozlama ve beyaz dengesi gibi ayarları gerçek zamanlı olarak yapabilmelerinin tek yolu özel bir iPad uygulamasıydı. Modül, bir USB-C kablosuyla iPad'e bağlanıyordu ve kayıt başlatma veya duraklatma komutları bu şekilde veriliyordu. Bu proje, doğru araçlar ve mühendislik dehasıyla bir iPhone'un iddialı film yapımcıları için güçlü bir araca dönüşebileceğini gösteriyor.