Otomotiv dünyasında kullanıcı arayüzleri sürekli evrim geçirirken, Apple'ın CarPlay Ultra'sı ile tanışmak, sürüş deneyiminde köklü bir değişimin habercisi. 2025 model yılından itibaren Aston Martin'in araçlarında gözle görülür iyileştirmelerle karşımıza çıkan bu yeni nesil işletim sistemi, geleneksel CarPlay fonksiyonlarının ötesine geçerek iklim kontrolü, sürüş modları ve gösterge paneli gibi araç içi sistemleri de kapsıyor. CarPlay Ultra'nın sunduğu bu derin entegrasyon, dijital gösterge paneli gereksinimi ile birlikte geliyor.
Aston Martin'in yanı sıra Kia, Hyundai, Genesis gibi markaların da CarPlay Ultra'yı benimseyeceği ve Porsche'nin de bu gelişmelere dahil olabileceği konuşuluyor. Bu heyecan verici teknolojiyle tanışmak için bir Aston Martin DB12 Volante ile bir hafta geçirdim. Amacım, Ultra'nın kullanımını test etmek ve sürüş deneyimini gerçekten zenginleştirip zenginleştirmediğini anlamaktı.
Kurulum Süreci ve İlk İzlenimler
CarPlay Ultra'ya Bluetooth üzerinden bağlanmak, geleneksel CarPlay'e göre birkaç dakika daha uzun sürüyor. Ayrıca, işletim sisteminin araçla veri paylaşımının yasal boyutları nedeniyle daha fazla onay ekranı bulunuyor. Apple, bu veri paylaşımını multimedya bilgileri, gerçek zamanlı hız, motor durumu ve araç ışıkları gibi fonksiyonlarla sınırlı tutuyor. Hem iPhone hem de üçüncü taraf uygulamalar araçtan ayrıldıktan sonra herhangi bir araç verisi saklamıyor; aynı şekilde araç da iPhone bağlantısı kesildikten sonra kişisel veri depolamıyor.
Siri'nin performansı ise beklendiği gibiydi. Basit komutları yerine getirebiliyor ancak "Apple Intelligence" özelliklerinin henüz tam olarak entegre olmadığını söylemek mümkün. iPhone 16 Pro ile test ettiğim Ultra, iPhone 12 ve daha yeni modeller ile iOS 18.5 güncellemesi gerektiriyor. Telefonu sürüş sırasında kapatmak, hem gösterge panelini hem de bilgi-eğlence ekranını Aston Martin'in kendi arayüzüne döndürdü. Ancak telefon tekrar açıldığında, Bluetooth ayarlarından cihazı unutarak yeniden bağlanmak gerekti.
CarPlay Ultra'nın en dikkat çekici yönlerinden biri, araç kapıları açılmadan bile gösterge panelinde Apple tarzı bilgilerin görüntülenmesi. Aston Martin ile birlikte geliştirilen bu özelleştirilebilir tasarımlar, klasik analog göstergelerden navigasyon ağırlıklı minimal tasarımlara kadar geniş bir yelpaze sunuyor. DB12 Volante'nin 671 beygir gücündeki V8 motorunu zorlarken, Ultra'nın takometresinde hafif bir gecikme fark ettim, bu da geleneksel arayüzde olmayan bir durumdu.
Daha Bütünsel Bir Deneyim
CarPlay Ultra'nın en büyük gelişimi, bilgi-eğlence sistemi entegrasyonunda kendini gösteriyor. İklim kontrolü, sürüş modları ve çekiş ayarları gibi fonksiyonlara CarPlay arayüzünden çıkmadan erişebilmek, sürüşü çok daha kolay hale getiriyor. Sürüş modları arasındaki geçiş ve çekiş kontrolünü kapatmak, Ultra'da daha az gecikmeyle gerçekleşti. İklim kontrolü tarafında ise, fiziksel döner düğmeleri kullandığınızda Aston Martin'in kendi arayüzünden daha iyi bir ekranla karşılaşıyorsunuz. Hatta havalandırmalı koltukların daha güçlü üflemesini sağlayan bir ayarı, aracın kendi arayüzünde bulamamıştım.
Ancak bazı özel fonksiyonlar için Ultra'dan çıkmak gerekiyor. Örneğin, Bowers & Wilkins ses sisteminin ses ayarlarını değiştirmek için ana menüye dönmek gerekiyor. DB12 Volante'nin üstü açıkken yaşadığım bir sorunda ise, aracın bagaj ayırıcısı ile ilgili bir uyarı mesajı aldım. Bu durum, convertible tavan düğmesiyle aynı düğmeyi kullandığı için pencerelerin tekrar tekrar açılıp kapanmasına neden oldu. Bu sorun, Ultra açıkken de kapalıyken de devam etti ve muhtemelen Aston Martin'in kendi yazılımıyla ilgili bir problemdi.
Sekiz günlük test sürecimde, bilgi-eğlence ve gösterge panelinin tamamen karardığı kısa bir an da yaşadım. Bu durum yaklaşık 30 saniye sürdü ve ardından her şey normale döndü. Bu sorunun Aston Martin, Apple veya her ikisinin birleşik bir sorunu olup olmadığı belirsiz.
İnternet bağlantısı konusunda, Türkiye'de test etmediğim için bu kısım için net bir yorum yapmak mümkün değil. Ancak, çevrimdışı veri ön yükleme özelliği sayesinde navigasyon gibi temel fonksiyonların kesintisiz çalışabileceği belirtiliyor. Telefonun pilinin normalden biraz daha hızlı tükendiği ve iPhone'un ısındığı hissedildi, ancak bu durumun geleneksel CarPlay veya Bluetooth ile karşılaştırıldığında ne kadar belirgin olduğu kontrol edilmedi.
Gelişmiş Sürücü Destek Sistemleri (ADAS) ile CarPlay Ultra'nın uyumu sorunsuzdu. Şerit takip uyarıları, direksiyon düzeltmeleri ve adaptif hız sabitleyici gibi özellikler iyi çalıştı. Ancak bu sistemlerin güvenlik standartları ve sorumluluk konuları henüz tam olarak netleşmiş değil. CarPlay Ultra'nın iPhone'un ADAS, sürüş modları ve çekiş ayarları gibi bilgileri görüntülemesi, tüketici güvenliği ve olası kazalarda sorumluluk dağılımı gibi önemli soruları da beraberinde getiriyor.
Elektrikli Araçlarda Deneyim
CarPlay Ultra'nın gösterge panelinde Apple Maps yerine Waze veya Google Maps gibi haritaların kullanılamaması bir eksiklik olarak görülebilir. Ancak, Hyundai, Kia ve Genesis gibi markaların elektrikli araçlarında bu teknolojinin daha iyi çalışabileceği düşünülüyor. Gelişmiş menzil, şarj ve navigasyon özellikleri sayesinde, modern ve fütüristik estetikle daha iyi uyum sağlayabilir.
Bilgi-eğlence ekranının araç fonksiyonlarıyla entegrasyonu, Aston Martin için önemli bir artı olarak öne çıkıyor. Daha sezgisel bir kullanıcı arayüzü sayesinde sürücünün yoldan ayırdığı süre azalıyor. Eğer Ultra'yı kullanmak istemeyenler olursa, iPhone üzerinden geleneksel CarPlay'e dönme seçeneği de mevcut. Yine de, otomobil alıcılarının zamanla Ultra'yı bekleyeceği ve araç içi kontroldeki bu gelişimin, CarPlay'li veya CarPlay'siz modeller arasındaki farktan daha büyük bir adım olduğu tahmin ediliyor.
Rivian veya GM gibi markaların CarPlay veya Android Auto'yu desteklememesi, diğer otomobil üreticilerinin Ultra'yı benimseyip benimsemeyeceği konusunu belirsiz kılıyor. Apple Car'ın resmi olarak sona ermesiyle birlikte, otomobil üreticilerinin Apple'a daha fazla kontrol devretme konusunda tereddüt edebileceği de göz ardı edilmiyor. Bu bağlamda CarPlay Ultra, sektör genelinde özel kullanıcı arayüzlerinin daha da geliştirilmesine ilham veren son adım olabilir.