Bilim insanları, Antarktika deniz tabanından onlarca noktada güçlü bir sera gazı olan metanın sızmaya başladığını keşfetti. Antarktika'nın güney kıyısındaki Ross Denizi'nin sığ bölgelerinde beliren bu metan sızıntılarının küresel ısınmadan kaynaklanabileceği ve aynı zamanda küresel ısınmayı daha da hızlandırma potansiyeli taşıdığı yeni bir araştırmada ortaya konuldu.
Araştırmacılar, bu keşifler karşısında duydukları heyecanın hızla endişeye ve bunun ne anlama geldiğine dair kaygılara dönüştüğünü belirtti. Eğer bu sızıntılar, diğer küresel sızıntı sistemlerinin davranışlarını takip ederse, gelecekteki iklim değişikliği senaryolarında henüz hesaba katılmayan bir kaynaktan atmosferik metanın hızlı bir şekilde transferi söz konusu olabilir.
Metan (CH4), atmosferde ısıyı hapsederek çalışan bir sera gazıdır. Atmosfere ilk girdiğinde, karbondioksite (CO2) göre ısıyı hapsetme konusunda çok daha etkilidir; ilk 20 yıl boyunca yaklaşık 80 kat daha güçlüdür. Bu durum, metanı özellikle kısa vadede iklim değişikliğinin agresif bir itici gücü haline getirir. Karbondioksit ise atmosferde daha uzun süre kaldığı için daha önemli bir uzun vadeli itici güçtür.
Metan emisyonlarının yaklaşık %60'ı tarım ve fosil yakıt kullanımı gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanırken, geri kalan %40'ı doğal kaynaklardan gelir. Bilim insanları, gezegen ısındıkça, eriyen permafrost gibi daha fazla doğal metan ve karbondioksit kaynağının serbest kaldığı ve ısınmayı daha da hızlandıran pozitif bir geri besleme döngüsü yarattığı konusunda endişeli.
Daha önce Kuzey Kutbu'nda on binlerce metan sızıntısı tespit edilmişti. Ancak yeni araştırmadan önce Antarktika'da yalnızca bir adet doğrulanmış metan sızıntısı biliniyordu. Deniz tabanından salınan metan ve diğer kimyasalların okyanus suyunda çözünmesiyle oluşan baloncuk akımları, sızıntıların çevresinde yaşayan mikrobiyal toplulukların oluşturduğu beyaz tabakalarla tanımlanabiliyor.
Yeni araştırmada, bilim insanları Ross Denizi'nin buzlu yüzeyinin 5 ila 240 metre altındaki sızıntıları incelemek için akustik taramalar, dalgıçlar ve uzaktan kumandalı bir araç kullandı. Ekip başlangıçta sadece Cape Evans'taki bir sızıntıyı araştırmayı planlamışken, deniz tabanının bu sızıntılarla dolu olduğunu görünce şaşkına döndü. Daha önce düzenli olarak incelenen bölgelerde bu sızıntıların yeni bir özellik olması, onların hızla ortaya çıktığını gösteriyor.
Sızıntıların tam olarak neyden kaynaklandığı bilinmemekle birlikte, araştırmacılar Kuzey Kutbu'ndaki benzer süreçlerin ve geçmiş kayıtlardaki (paleorekor) bilgilerin, kimyasalları daha önce yerinde kilitleyen Dünya'nın buzlarının bozulmasından kaynaklanan iklim kaynaklı kriosferik değişime bağlandığını belirtti.
Antarktika'dan ne kadar metanın atmosfere ulaştığı veya buzlarının erimesiyle ne kadarının altında kaldığı belirsizliğini koruyor. Ancak araştırmacılar, bu sızıntıların yaygın olabileceğinden ve metanın neden olduğu okyanus asitlenmesi gibi çeşitli diğer zincirleme etkilerin yanı sıra pozitif geri besleme döngüleri korkusunu artırdığından endişe ediyor.
Araştırmacılar, sızıntıları acilen incelemek için koordineli ve uluslararası çaba gösterilmesi gerektiğini tavsiye etti. Bu sızıntıların çalışma alanlarında ortaya çıkmaya devam etmesi durumunda, Antarktika'nın sığ kıyı ortamının 5 ila 10 yıl içinde nasıl görüneceği sorusunu sorduklarını belirttiler. Bu sistemin, gözlerinin önünde yıldan yıla hızla değiştiği vurgulandı.