AMD, yeni nesil ekran kartları için RDNA 4 mimarisini temel alan ürün gamını, sadece iki farklı GPU (Grafik İşlem Birimi) yongasıyla oluşturmanın sırrını paylaştı. Bu akıllıca tasarlanmış üretim stratejisi, şirketin tek bir silikon tasarımından birden fazla model sunmasına olanak tanıyor.
Grafik işlem birimleri, tasarım aşamasında performanslarının ayarlanabilmesi açısından esnekliğe sahiptir. AMD'nin RDNA 4 mimarisine sahip 9000 serisi ekran kartları da bu duruma istisna değil. AMD'nin paylaştığı bilgilere göre, bu yeni mimaride kullanılan "asimetrik hasat" (asymmetric harvesting) adı verilen bir teknoloji sayesinde, aynı temel tasarımdan farklı performans seviyelerine sahip ürünler elde edilebiliyor.
Bu esneklik, üretim sırasında ortaya çıkabilecek kusurları yönetmek ve farklı pazar segmentlerine hitap etmek için kullanılıyor. Örneğin, daha büyük bir yonga tasarımı olan Navi 48'den, shader motorları, sonsuz önbellek ve bellek denetleyicileri gibi bazı bileşenler devre dışı bırakılarak daha küçük Navi 44 yongası elde ediliyor. Bu sayede, Navi 48'den üretilen Radeon RX 9070 serisi kartlar ve Navi 44'ten üretilen Radeon RX 9060 serisi kartlar gibi farklı modeller piyasaya sunuluyor.
AMD'nin bu stratejisinin en önemli unsurlarından biri, "Shader Engine" (SE) adı verilen temel yapı taşlarının devre dışı bırakılabilmesi. Her bir SE, çalışma grubu işlemcileri (WGP), işlem birimleri (CU) ve geometrik işleme, rasterleştirme gibi özel birimler içerir. RDNA 4 tabanlı ürünlerde, üretim kusurları olduğunda veya daha düşük bir performans hedefi belirlendiğinde, bu SE'lerin tamamı veya içindeki WGP'ler devre dışı bırakılabilir. Bu, tek bir silikon tasarımından çok daha fazla çeşitlilik ve performans ayarı imkanı sunuyor.
Bellek kontrolcülerinin de devre dışı bırakılabilmesi, bu esnekliği daha da artırıyor. Örneğin, Radeon RX 9070 XT gibi üst düzey modellerde dört adet 64-bit bellek arayüzü bulunurken, RX 9070 GRE modelinde bu sayı üçe indirilerek 192-bit'lik bir bellek arayüzü elde ediliyor. Bu tür hassas ayarlamalar, AMD'nin bellek fiyatlandırmasına, bulunabilirliğine ve pazar konumlandırmasına daha kolay uyum sağlamasına yardımcı oluyor.
AMD'nin "asimetrik hasat" yaklaşımı, sadece üretim maliyetlerini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda ürün geliştirme süreçlerini de hızlandırıyor. Daha az sayıda farklı silikon tasarımı üretmek ve test etmek, ürünlerin pazara daha çabuk ulaşmasını sağlıyor. Bu strateji, AMD'nin gelecekteki mimarileri için de değerli bir deneyim oluşturacak gibi görünüyor.
