Ara

Amazon Yağmur Ormanları Kurak Bir Savanaya Dönüşüm Tehlikesiyle Karşı Karşıya: Bilim İnsanları Uyarıyor!

Dünyanın en büyük tropikal yağmur ormanı olan Amazon, yüzyıl içinde yemyeşil doğasından uzaklaşarak daha kurak bir savanaya dönüşme riski taşıyor. Araştırmacılar, bu ürkütücü dönüşümün iklim değişikliği ve ormansızlaşmanın birleşimiyle tetiklenebileceği konusunda uyarıyor.

2,3 milyon mil karelik (6 milyon kilometrekare) devasa bir alanı kaplayan ve gezegenimizdeki bitki ve hayvan türlerinin yüzde 10'una ev sahipliği yapan Amazon yağmur ormanları, küresel su ve karbon döngülerinin düzenlenmesinde kritik bir rol oynuyor. Her yıl ortalama 180 santimetre yağış alan bu bölge, aynı zamanda büyük miktarda karbonu barındırıyor.

Son yüzyılda, iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklıklar ve ormansızlaşmanın artmasıyla Amazon gibi yağmur ormanları savunmasız hale geldi. Örneğin, 2024 yılında Brezilya Amazonu'nda, Massachusetts eyaleti büyüklüğünde bir alan olan 28.000 kilometrekarelik ormanlık alan yok oldu.

Bazı bilim insanları, bu değişikliklerin Amazon'u bir "dönüm noktasına" ittiğine ve ormanın kurak otlaklara dönüşebileceğine inanıyor. Yeni bir araştırmada ise bilim insanları, Amazon'un geleceğini yeniden inceledi. Araştırmacılar, bu tür bir değişimin mümkün olduğu konusunda oldukça emin olduklarını belirtiyorlar.

Bilim insanları, bu dönüşümün ne kadar iklim değişikliği ve/veya ormansızlaşma ile tetikleneceği sorusunun yanıtını araştırıyor. Bilgisayar modelleri kullanarak, iklim değişikliği ve ormansızlaşmanın birleşik etkilerine karşı Amazon yağmur ormanlarının nasıl tepki vereceğini test ettiler.

Modelleme sonuçlarına göre, araştırmacılar Amazon sisteminde üç farklı dönüm noktası belirlediler: Orman örtüsünde yüzde 65'lik bir azalma, Atlantik Okyanusu'ndan gelen nemde yüzde 10'luk bir azalma veya yağışlarda yüzde 6'lık bir azalma. Bu eşiklerin aşılması durumunda, bölgenin iklimindeki veya orman örtüsündeki küçük değişiklikler bile ekosistemi bir savanaya dönüştürebilir.

Bu değişimin temelinde, karasal alan, bitki örtüsü ve atmosferdeki nem arasındaki bir geri besleme döngüsü yatıyor. Ağaçlar, kökleriyle topraktan su alır ve yapraklarından su buharı olarak atmosfere salar. Bu su buharı atmosferde yoğunlaşarak yağmuru oluşturur. Yağmur suyu toprağa sızar ve ağaçlar tarafından tekrar emilir. Bu döngü böyle devam eder.

Ancak daha az ağaç olması, daha az buharlaşma ve yağış anlamına gelir. Bu durum, ormanı kurutarak zamanla savanaya dönüştürür. Bu değişimin nedeni ormansızlaşma olabileceği gibi, Atlantik Okyanusu'ndan gelen toplam su miktarını değiştiren iklim değişikliği de olabilir.

Araştırmacılar, modellerinin bir sınırlaması olarak, yalnızca tek bir noktaya odaklandığı için havza genelindeki mekansal farklılıkları çözemediğini kabul ediyorlar. Bu nedenle, ormansızlaşmanın nerede gerçekleştiğinin de büyük önem taşıdığı vurgulanıyor. Örneğin, Atlantik Okyanusu'na yakın bölgelerdeki ormansızlaşma, ormanın kenarındaki buharlaşmayı engelleyerek daha derin kesimlere daha az su ulaşmasına neden olabilir.

Peki, bu durumla ne yapılabilir? Araştırmacılar, acil önlem alınması gerektiğini belirtiyor. Tahmin edilen iklim değişikliği senaryolarının daha düşük seviyelerinde bile, devam eden ormansızlaşmanın önümüzdeki 100 yıl içinde Amazon yağmur ormanlarını yok edebileceği uyarısı yapılıyor.

Gelecek 10-20 yıl içinde iklim değişikliği ve ormansızlaşmanın azaltılması, sistemin bütünlüğünü koruyacağımız konusunda bize güven verebilir. Ancak bu konuda henüz tam bir anlayışa sahip değiliz ve sistemin bu tehditlere nasıl tepki vereceği konusunda yanılıyor olabiliriz. Yine de bu olasılığa güvenmek akıllıca olmayacaktır.

Önceki Haber
Evrenin Kadim Yankıları: 11 Milyar Yıllık FRB Kaydı Keşfedildi!
Sıradaki Haber
Amazon'dan Aldığı Ekran Kartı Kutusu Tuzla Doluydu! Üstelik Bir Tekno-Vatandaşın Başına İlk Kez Gelmedi

Benzer Haberler: