Ara

Alzheimer’a Umut Işığı: Yeni Bir Bileşik Farelerde Hastalığın Belirtilerini Tersine Çevirdi!

Alzheimer hastalığı tedavisinde umut verici bir gelişme yaşandı. Bilim insanları tarafından keşfedilen yeni bir kimyasal bileşik, laboratuvar ortamında farelerde hastalığın belirtilerini önemli ölçüde iyileştirmeyi başardı. Bu heyecan verici bulgular, gelecekte insan denekler üzerinde yapılacak çalışmalar için kapı aralıyor.

Alzheimer hastalığının en belirgin özelliklerinden biri, beyinde beta-amiloid plaklarının birikmesidir. Bu plakların hastalığın belirtilerine yol açıp açmadığı ya da sadece bir yan etki olup olmadığı hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, araştırmacılar için önemli bir odak noktası olmaya devam ediyor. Mevcut Alzheimer tedavilerinin yalnızca semptomları hafifletmeye yönelik olduğu düşünüldüğünde, hastalığın kökenine inebilecek ilaçlar bulma yarışı hız kazanmış durumda.

Yeni geliştirilen bileşik, beyindeki zararlı beta-amiloid plaklarındaki fazla bakırın temizlenmesi prensibiyle çalışıyor. Uzun yıllardır yapılan araştırmalar, bakır iyonlarının beta-amiloid plaklarının birikmesinde rol oynadığını göstermiştir. Hücrelerde bakır taşınımını düzenleyen enzimlerdeki genetik mutasyonlar ve değişiklikler, beyinde bakır birikimine yol açarak bu plakların oluşumunu tetikleyebilir. Bu nedenle, bakır dengesinin (homeostazis) düzenlenmesi, Alzheimer tedavisinde önemli bir hedef haline gelmiştir.

Tüm hastalar için sorun teşkil etmese de, bazı Alzheimer hastalarında bakır eksikliği görülebilmektedir. Ancak, beyinlerinde bakır fazlalığı olan hastalarda, bakır seviyelerinin normale döndürülmesinin, özellikle oksidatif stres kaynaklı beyin hasarının iyileştirilmesine yardımcı olabileceği uzun süredir düşünülüyordu.

Araştırmacılar, dokuz farklı bileşik arasından beyin plaklarındaki bakırı en iyi şekilde uzaklaştırabilecek adayları belirlemek için testler yaptı. Bu bileşikler arasında yapılan sanal denemeler ve laboratuvar ortamında yapılan toksisite testleri sonucunda, L09 ve L10 olarak adlandırılan iki imin bazlı bileşik ile L11 olarak adlandırılan bir kinolin bazlı bileşik öne çıktı. Bu bileşiklerin, beyin fonksiyonları için kritik olan kan-beyin bariyerini geçebildiği ve hap olarak hastalara verilebileceği öngörüldü.

Laboratuvar ortamında elde edilen fare beyin hücreleri üzerinde yapılan testlerde, L11 bileşiğinin hücrelere daha fazla zarar verdiği ve oksidatif stresi artırdığı gözlemlendi. Buna karşılık, L09 ve L10 bileşikleri düşük toksisite gösterirken, beta-amiloid birikiminin neden olduğu oksidatif stresin hücrelere verdiği zararı engellediği belirlendi.

Tüm bu ön çalışmaların ardından, bileşikler Alzheimer hastalığı modellemesi yapılan farelerde test edildi. Streptozotosin enjeksiyonu ile beta-amiloid plaklarının birikimi tetiklenen farelerde yapılan deneyler, L10 bileşiğinin gelecekteki insan denemeleri için güçlü bir aday olduğunu gösterdi. L10, hafızayla yakından ilişkili beyin bölgesi olan hipokampüsteki bakır seviyelerini normale döndürmenin yanı sıra, nöroinflamasyonu ve oksidatif stresi de önemli ölçüde azalttı. Bu bileşikle tedavi edilen fareler, hafızalarını test etmek için tasarlanan labirentlerde çok daha başarılı performans gösterdi.

L09 ve L11 bileşiklerinin ise bu testlerde çok daha zayıf etkiler gösterdiği görüldü.

Araştırmacılar, bu tedavi yönteminin insan Alzheimer hastaları için ne kadar uygulanabilir olacağını daha net ortaya koymak amacıyla klinik denemelere geçmek için sabırsızlanıyor. Mevcut verilere göre dünya genelinde yaklaşık 55 milyon Alzheimer hastası bulunduğu tahmin ediliyor.

Keşfedilen bileşiğin, mevcut ilaçlara göre çok daha uygun maliyetli olması, Alzheimer hastalığının birden fazla nedeni olabileceği gerçeği göz önüne alındığında, bu tedavinin kısmi başarı göstermesi bile mevcut seçeneklere göre büyük bir ilerleme olacağı düşünülüyor.

Önceki Haber
Hayrete Düşüren Görüntüler: Vahşi Bir Kurt Alet Kullanırken Görüntülendi!
Sıradaki Haber
Karıncalar Krallıklarını İçten Fetheden Parazit Kraliçenin Tüyler Ürpertici Çöküşü: Bilim İnsanları Kameraya Aldı!

Benzer Haberler: