Amerika Birleşik Devletleri'nin, Çin'in olası bir işgal tehdidine karşı Tayvan'a güvenlik güvencesi verebilmesi için çip üretiminin yüzde 50'sini ABD'ye taşıması yönünde baskı yaptığı bildirildi. ABD Ticaret Bakanı'nın bu hafta yaptığı bir açıklamaya göre, bu hamle aksi takdirde Tayvan'ın kritik teknolojilerdeki konumunu riske atabilir.
Tayvan'ın, akıllı telefonlar, otomobiller ve hatta savunma teknolojilerinde kullanılan çiplerin yaklaşık yüzde 95'ini ürettiği belirtiliyor. Bu durumun, özellikle ABD gibi teknoloji devi ülkeler için stratejik bir zayıflık oluşturduğu vurgulanıyor. Bakan, "Çiplerimizin yüzde 95'inin 14.000 kilometre uzakta üretilmesi ABD için iyi değil" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Çin'in Tayvan'ı ilhak tehdidinde bulunmaktan çekinmediğini hatırlattı.
Eğer ABD, Tayvan'ın çip tedarik zincirine erişimini kaybederse, hem ekonomisinin darbe alacağı hem de savunma gücünün zayıflayacağı iddia ediliyor. ABD'nin kendi insansız hava araçlarını veya askeri teçhizatını üretmek için gereken çiplere nasıl ulaşacağı sorusu gündeme getirildi.
Temel argüman şu şekilde özetleniyor: Kendi çiplerini üretemeyen bir ülke, kendini nasıl savunabilir? Bu nedenle, mevcut yönetimin hedefinin, ABD'deki çip üretimini mevcut yüzde 2'lik seviyeden yüzde 40'a çıkarmak olduğu doğrulandı. Bu hedefe ulaşmak için Tayvan'ın tüm tedarik zincirinin ABD'ye taşınması planlanıyor. Ancak uzmanlar, bu kadar büyük bir dönüşümün tek bir başkanlık dönemi içinde tamamlanmasının oldukça uzun sürebileceğini belirtiyor.
Daha önce de bu alanda yapılan öngörülerde, ABD'nin çip tedarik zinciri bağımsızlığına ulaşmasının en az bir ila iki on yıl sürebileceği tahmin edilmişti.
Anlaşma Tayvan İçin "Doğal Değil"
Bakan, bu hedefe ulaşmanın "muazzam" bir görev olacağını kabul etti ve "Herkes bana bunun imkansız olduğunu söylüyor" dedi.
Tayvan'ı bu konuda ikna etmenin ilk adımı, bunun Tayvan için dezavantajlı bir durum olmadığını göstermek olarak belirtiliyor. Mevcut durumda, Tayvan'ın küresel çip tedarikindeki baskın rolünden vazgeçmesi ve elde ettiği uluslararası korumaları riske atması, kendi doğasına aykırı olarak değerlendiriliyor.
Bakan, "Tayvan için doğal olan, nüfusun %95'ini üretmemiz ve bundan memnun olmamızdır," diyerek, nüfusun %95'ine sahip olan birini, sadece %50'ye sahip olmaya ikna etmenin ne kadar zor olabileceğinin altını çizdi.
Ancak, "Donald Trump, sizin için de bizim için de sağlıklı olmadığını söylerdi; çünkü sizi koruyoruz ve sizi korumak için… makul bir kendi kendine yeterliliğe ulaşmamıza yardım etmeniz gerekiyor," argümanını dile getirdi.
Bu anlaşmayı Tayvan ile sonuçlandırmak için ABD'nin, Tayvan'ın tedarik zincirini ABD'ye taşımasının, ülkelerin Tayvan'ı "silikon kalkanı" ile koruma isteğini ortadan kaldırmayacağına dair "bir tür güvenlik garantisi" sunabileceği öne sürüldü. Bu "silikon kalkanı", ABD gibi ülkelerin, çiplerine duyulan aşırı ihtiyaç nedeniyle Tayvan'ı korumaya istekli olmasını ifade ediyor.
Bakan'a göre, Tayvan'a bu anlaşma yoluyla ABD'nin, üretimin diğer %50'lik kısmında Tayvan'a "temel olarak bağımlı" kalacağı güvencesi de verilebilir.
Bununla birlikte, eğer ABD piyasa payının %50'sini ele geçirirse, "Amerikan tüketimi için gereken yarı iletkenlere sahip olacağını" iddia etti. Bu hamlenin temel amacının Tayvan'a olan bağımlılığı azaltmak olduğu vurgulandı. Bakan ayrıca, ABD'ye taşınan Tayvan tedarik zinciri sayesinde ABD'li çalışanların da fayda sağlayacağını belirterek, ofisteki önemli odak noktalarından birinin, yerel yarı iletken endüstrisinin gelişmesine yardımcı olacak iş gücünü eğitmek olacağını söyledi.
Bakan, "Başarımızın herkesi şoke edeceğine inanıyorum," dedi.
En gelişmiş çiplerin büyük çoğunluğunu üreten Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) ve "tedarikçilerinden oluşan dev ekosisteminin" küresel pazarın büyük bir bölümünü domine ettiği biliniyor.
Bu yılın başlarında, TSMC'nin ABD'deki çip üretim tesislerini genişletmek amacıyla 100 milyar dolarlık yatırım yapma taahhüdünde bulunduğu açıklanmıştı. Ancak en gelişmiş çip üretiminin Tayvan'da kalmaya devam ettiği, zira şirketin yıllardır ABD'deki yetenek eksikliğinden bahsettiği ve bu durumun yerel işçilerle gerginliklere yol açtığı bildiriliyor.