ABD hükümeti ve Intel arasında imzalanan dikkat çekici anlaşma, finans dünyasında yankı bulmaya devam ediyor. Morgan Stanley analisti Joseph Moore, bu durum hakkında daha temkinli bir görüş ortaya koyarak Intel'in önündeki yolun sanıldığı kadar kolay olmadığını belirtti. Anlaşmaya göre ABD hükümeti, Intel'e tahsis edilen 8.9 milyar dolarlık hibeyi şirkette hisse senedi karşılığında kullanacak. Bu hibeler, 5.7 milyar dolarlık CHIPS Yasası hibeleri ve Pentagon'dan gelen 3.2 milyar dolarlık Güvenli Enclave ödülünü kapsıyor.
Teklif edilen düzenleme çerçevesinde ABD hükümeti, hisse başına 20.47 dolar karşılığında 433.3 milyon adet yeni ihraç edilmiş Intel hissesi alarak şirketin yaklaşık %9.9'una sahip olacak. Bu hisselerin pasif nitelikte olacağı ve yönetim kurulunda herhangi bir temsil hakkı sağlamayacağı belirtildi. Ayrıca, ABD hükümeti, Intel'in dökümhane iş kolunun %49'undan fazlasını satması durumunda hisse başına 20 dolardan ek %5'lik pay alma hakkı veren 5 yıllık bir opsiyon sözleşmesi imzalayacak. Bu madde, Intel'in dökümhane kolunu ayırmasını zorlaştırma amacı taşıyor.
Beyaz Saray ekonomi danışmanı Kevin Hassett, bu anlaşmanın Intel için bir tür panzehir olacağını ve şirketin "işlerini yoluna koymasına" yardımcı olacağını ifade etti. Ancak Morgan Stanley analisti Joseph Moore, Intel'in dönüşümünün uzun süreceğini ve basit çözümlerin bulunmadığını düşünüyor. Moore'un analizi, Intel'in dökümhane stratejisine yönelik şüphelerini dile getiriyor ve bu stratejinin "on yıllardır süren birden fazla revizyondan" geçtiğini eleştiriyor.
Moore'a göre Intel'in öncelikle mikroişlemci pazarındaki payını istikrara kavuşturması gerekiyor. Aksi takdirde, yeni nesil 14A gibi gelişmiş üretim süreçlerine yapılacak agresif yatırımları haklı çıkaracak ölçeğe ulaşması daha da zorlaşacaktır. Analist, Intel'in yeni nesil teknolojisindeki bir zayıflığa işaret ederek, şirketin 10nm ve 7nm tabanlı eski nesil ürünlerinin tükenmiş olmasının, müşterilerin bu ürünleri daha yeni Intel 4 ürünlerine kıyasla daha iyi bir değer olarak gördüğünü gösterdiğini savunuyor.
ABD hükümetinin Intel'deki hisse senedi alımı hakkında Moore, "Eğer bu paranın stratejik olarak Intel'i zorlayacak koşulları varsa, bu en iyi yol değildir" yorumunu yapıyor. Ona göre, Intel'in dökümhane iş kolunun geleceği, vatanseverlik hamlelerinden ziyade tamamen finansal ve stratejik hesaplamalara dayanmalıdır. Moore, Intel'in dökümhane biriminin yılda 10 milyar dolardan fazla zarar ettiğini, 20 milyar doların üzerinde net borcu ve ek proje taahhütleriyle başa çıkmak zorunda olduğunu ve başa baş noktasına ulaşmasının belirsiz olduğunu belirtiyor.
Moore, CEO Lip-Bu Tan'ın görev süresi boyunca Intel'de kalıcı hale gelen "tahminlere yönelik ferahlatıcı bir tutuculuğu" takdir etse de, Intel'in mikroişlemcilerdeki payını geri kazanarak ve maliyetlerini yaklaşık 60 milyar dolarlık gelire göre ayarlayarak sağlam getiriler elde edebileceğini düşünüyor. Bu senaryonun yeni fabrikalar veya karmaşık hükümet müdahaleleri gerektirmediğini vurguluyor.
