Ara

ABD ve Japonya’dan Çin’e Karşı Kritik Hamle: Nadir Toprak ve Nükleer Enerji İş Birliği

Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya, teknoloji tedarik zincirlerindeki kritik mineral akışını güvence altına almak ve ileri nükleer güç teknolojilerinin kullanımını hızlandırmak amacıyla nadir toprak ve enerji alanında önemli bir iş birliği anlaşması imzaladı. Tokyo'da açıklanan anlaşma, Çin'in bu alanlardaki hakimiyetini kırmayı hedefliyor.

Bu anlaşmanın zamanlaması dikkat çekici. ABD Başkanı'nın Çin Devlet Başkanı ile yapacağı görüşme öncesinde gelen bu adım, ABD'nin Çin'in kaynaklara dayalı etkisine karşı alternatif yollar geliştirdiğinin net bir işareti olarak yorumlanıyor. Bu anlaşma, 21 Ekim'de göreve başlayan Japonya'nın yeni Başbakanı'nın ilk büyük ikili temaslarından biri olma özelliği taşıyor.

Anlaşmanın detayları henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, elektrikli araç motorlarından bilgisayar sabit disklerine kadar pek çok alanda kullanılan kalıcı mıknatısların üretiminde hayati öneme sahip olan neodimyum ve praseodimyum gibi nadir toprak elementlerine erişim yollarını içermesi bekleniyor. Çin, dünya nadir toprak oksitlerinin yaklaşık %50'sine sahip olmasının yanı sıra, küresel rafineri ve mıknatıs üretim kapasitesinin de %85'inden fazlasını kontrol ediyor.

Son dönemde Çin'in kilit işleme teknolojilerine uyguladığı ihracat kısıtlamaları, neodimyum fiyatlarında dalgalanmalara neden oldu. ABD ve Japonya'nın mıknatıs tedarik zincirini riske karşı koruma yönündeki adımları, bu maliyet şoklarının bilgisayar donanımı gibi alt sektörlere yansımasını hafifletebilir.

Ancak madenler hikayenin sadece bir parçası. Yapılan açıklamalara göre, Japonya'nın görüşmeler için hazırladığı bilgilendirme notunda, özellikle "küçük modüler reaktörler" (SMR) olmak üzere, yeni nesil nükleer güç santrallerinin inşası konusunda karşılıklı iş birliği isteği vurgulanıyor. Bu, GE Vernova ve Hitachi tarafından ticarileştirilen ve Kuzey Amerika'da inşası onaylanan BWRX-300 tasarımı gibi projelerle örtüşüyor. Bu durum, yapay zeka (AI) alanındaki enerji ihtiyacını uzun vadede karşılamak için Google, Amazon ve Microsoft gibi şirketlerin de nükleer enerjiye yönelmesiyle genel teknoloji eğilimiyle de uyumlu.

Yapay zeka alanındaki enerji talebinin artmasıyla birlikte, OpenAI'nin Stargate projesi ve xAI'nin Memphis tesisi gibi büyük ölçekli projeler hız kazanıyor. Ayrıca, ABD'deki TSMC Arizona gibi fabrikalar da özel enerji kapasitesi için şimdiden girişimlerde bulunuyor. Bu gelişmeler, nükleer enerjinin donanım üretimi için de kritik bir faktör haline geldiğini gösteriyor. ABD-Japonya ortaklığının ileri reaktörlerin geliştirilmesini hızlandırması, yeni nesil GPU'ların ve yapay zeka sunucularının nerede ve ne kadar uygun maliyetle üretilip konuşlandırılacağını etkileyebilir.

Önceki Haber
Göklerin "Mucizevi" Dansı: Kuyruklu Yıldız Lemmon ve Göktaşı Eşsiz Bir Şekilde Bir Arada
Sıradaki Haber
ChatGPT Haftada 1 Milyon Kullanıcısıyla İntihar Konusunda Konuşuyor: OpenAI Verileri Şoke Etti!

Benzer Haberler: