Amerika Birleşik Devletleri'nin hava trafik kontrol sistemi hala şaşırtıcı derecede eski teknolojilere güveniyor. Ülkenin hava trafiğini yöneten sistemler, disket sürücüleri ve 1995 yılında piyasaya sürülen Microsoft Windows 95 işletim sistemini kullanan bilgisayarlarla çalışıyor.
Geçtiğimiz günlerde yetkililer, bu yaşlanan altyapıyı modernize etme planlarını duyurdu. Ajans, devasa çaplı bu sistem yenilemesi için şirketlerden teklif toplamak amacıyla bir Bilgi Talebi (RFI) yayınladı.
"Tüm mesele sistemi değiştirmek. Artık disketlere veya kağıt şeritlere son" şeklinde bir açıklama yapıldı. Proje, son on yılların ülkedeki en önemli altyapı projesi olarak nitelendiriliyor ve partilerüstü bir öncelik olduğu belirtiliyor.
ABD genelindeki çoğu hava trafik kontrol kulesi ve tesisi, 20. yüzyılda kalmış gibi görünen teknolojiyle işliyor. Bazı kontrolörler hala uçak hareketlerini takip etmek için kağıt şeritler kullanıyor ve sistemler arasında veri aktarımı için disketlerden faydalanıyor.
Sistemin modernizasyonu genel olarak destek görüyor. Havacılık riskleri üzerine çalışan uzmanlar, mevcut sistemin işini "şaşırtıcı derecede iyi" yaptığını ancak bir yükseltmenin yine de kritik olduğunu belirtiyor.
Eski sistemlerin, 2024'te modern bilgisayar sistemlerini küresel çapta etkileyen büyük kesintiler gibi olaylardan hava trafik kontrolünü istemeden de olsa korumuş olabileceği düşünülse de, yetkililer mevcut sistemlerin 138'inden 51'inin işlevselliği ve yedek parça eksikliği nedeniyle sürdürülemez durumda olduğunu söylüyor.
Disket teknolojisine tutunma konusunda yalnız değiller. San Francisco'nun tren kontrol sistemi hala eski bir DOS sürümüyle ve 5.25 inçlik disketlerle çalışıyor. Bütçe kısıtlamaları nedeniyle yükseltmenin 2030'a kadar beklenmediği belirtiliyor. Japonya da son yıllarda hükümet kayıt sistemlerini disket kullanımından kurtarmak için çaba sarf ediyor.
Çalışıyorsa Kurcalama mı? (Yoksa Bozuk mu?)
Hava trafik kontrol sistemini modernize etmek, yalnızca yeni bilgisayarlar kurmaktan çok daha karmaşık mühendislik zorlukları içeriyor. Tipik IT yükseltmelerinden farklı olarak, ATC sistemlerinin kesintisiz 7/24 çalışır durumda kalması gerekiyor, çünkü bakım için tesisleri kapatmak havacılık güvenliğini tehlikeye atabilir.
Bu sürekli çalışma gereksinimi, eski donanımın planlı duruşlar sırasında değiştirildiği geleneksel sistem değiştirme yaklaşımlarını imkansız kılıyor. Yeni sistemlerin aynı zamanda siber saldırılara karşı güvenlik gereksinimlerini karşılaması şart. Hava trafik kontrol altyapısına yönelik başarılı bir ihlal, ulusal havacılık ağlarını felç ederek ulaşım, ticaret ve acil servisler üzerinde zincirleme etkiler yaratabilir.
Ancak herkes planlanan bu devasa yenilemenin istenen sonuçları vereceğinden emin değil. Bazı havacılık sektörü analistleri, yeni sistemlerin gerçekten hayata geçip geçmeyeceği konusunda şüphelerini dile getiriyor. Bu durumun "son 30 yıldır aynı terane" olduğunu belirterek, daha fazla para verilmesine rağmen sürekli aynı sonuçların alındığını ifade ediyorlar.
Yine de, son zamanlardaki bazı arızalar yaşlanan sistemdeki güvenlik açıklarını doğruladı. Ocak 2023'te yaşanan bir sistem kesintisi, ülkedeki tüm uçuşların iki saatten fazla bir süre durmasına neden olmuştu. Uzmanlar, arızanın eski altyapı ve hasarlı veritabanı dosyalarından kaynaklandığını belirtmişti. Bütçe kısıtlamalarının gerekli teknoloji yenilemelerini defalarca ertelettiği de dile getirildi. Daha yakın zamanda, radar ve iletişim kesintileri bir havalimanında yüzlerce gecikmeye ve iptale yol açtı; arızanın nedenlerinden biri olarak kablolama sorunu gösterildi.
Ulaştırma Bakanlığı, modernizasyon projesini tamamlamak için dört yıllık bir zaman çizelgesi belirledi. Ancak sektör uzmanları, projenin kapsamı ve karmaşıklığı göz önüne alındığında bu takvimin gerçekçi olup olmadığını sorguluyor. Özellikle kapsamlı planın maliyetinin henüz açıklanmamış olması, zaman çizelgesinin "aşırı iyimser" olduğunu düşündürüyor.
Yetkililer, şirketlerin teknolojilerini ve tekliflerini sunabileceği "Endüstri Günleri" duyurdu. Beyaz Saray, modernizasyon çabasının beklenen maliyetini henüz açıklamadı. Finansal belirsizliğe rağmen, projenin algılanan aciliyeti vurgulanıyor: "Herkes hemfikir; bu partilerüstü bir konu. Herkes bunu yapmak zorunda olduğumuzu biliyor."