Ara

ABD Bilim Fonlamasında Kongre ve Bütçe Ofisi Savaşı: Gelecek Bilimde Belirsizlik

Amerika Birleşik Devletleri'nde bilim fonlaması konusunda yaşanan çekişme, bilimsel araştırmaların geleceği için önemli bir belirsizlik yaratıyor. Mevcut yönetim, bilim ve araştırmalara yönelik bütçe kesintileri ve fonların akışını yavaşlatma yönünde adımlar atarken, Kongre'nin bazı kanatları ise araştırmaları destekleme eğiliminde. Bu durum, bilim dünyasında endişelere yol açıyor.

ABD'de bilimsel araştırmalar için ayrılan bütçeler, son dönemde önemli tartışmalara sahne oluyor. Yönetimin bütçe teklifleri, genel olarak bilim kurumlarında büyük kesintilere yol açacak nitelikte. Bu öneriler, üniversitelerdeki araştırma fonlarının kesilmesine ve fon dağıtımında siyasi kontrolün artırılmasına yönelik girişimleri de beraberinde getiriyor. Hatta bazı kurumların fonları, potansiyel olarak ideolojik uygunsuzluklar nedeniyle geciktiriliyor veya gözden geçiriliyor. Yönetimin, belirli bilimsel sonuçları itibarsızlaştırma çabaları da rapor ediliyor.

Bu olumsuz tabloya karşın, ABD'li bilim insanları için tamamen karanlık bir gelecek söz konusu değil. Senato'daki son bütçe ödenekleri, bazı alanlarda yönetimin taleplerini göz ardı ederek önceki yıllara benzer seviyelerde araştırma fonlaması yapılmasına olanak tanıdı. Bu durum, bilimi finanse etmek isteyen bir Kongre ile bu konuda isteksiz görünen bir yönetim arasında potansiyel bir çatışmaya işaret ediyor.

Proje 2025 ve Bilim

Mevcut yönetimin bilim politikaları, genellikle geçmişteki bazı belgelerde ve ofislerin planlarında şekillendi. Özellikle belirli bütçe ofislerinin, bilimsel araştırmalara, özellikle de biyomedikal alanlara ideolojik gerekçelerle mesafeli yaklaştığı görülüyor. Bu ofislerin, bazı araştırmaları eleştiren ve hatta yanlış bilgilere dayanan açıklamaları bulunuyor. Bu yaklaşımlar, üniversitelere yapılan ödemelerin azaltılması ve Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) gibi kurumların araştırma fonlarının tamamen engellenmesi gibi somut adımlarla kendini gösteriyor.

Ayrıca, projelerin çevre koruma ajanslarındaki bilimsel araştırmaların ortadan kaldırılmasını savunması ve iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını siyasi bir gündem olarak görmesi de dikkat çekiyor. Bu durum, bilimsel bulgulara karşı bir düşmanlığın biyomedikal alanların ötesine geçtiğini gösteriyor.

Peki Kongre Ne Durumda?

Bilim ve bilim insanlarının bir ideolojik rakip olarak görüldüğü bu dönemde, Kongre'nin bu konudaki tutumu daha önce büyük ölçüde iki partinin de desteğini almıştı. Ancak son bütçe taslaklarının Kongre'de kabul edilmesiyle, bilim fonlamasındaki bu geniş destek yerini partizan bir duruşa bırakmış gibi görünüyor. Bu durum, bilim alanındaki çift partili desteğin sona erdiği şeklinde yorumlanıyor.

ABD bütçe sürecinin iki aşamalı olması, yani önce planlama sonra da fonların fiilen tahsis edilmesi, durumu biraz daha karmaşık hale getiriyor. Kongre'nin bazı kanatları, yönetimin bilim karşıtı politikalarını desteklemese de, bütçe sürecinde farklı önceliklerle bir araya gelerek bu desteklerini sınırlayabilir. Özellikle, daha radikal eğilimlerin görülebildiği mecliste bu durumun daha da belirginleşmesi muhtemel.

Yaklaşan Mücadeleler

Kongre'nin bilimsel araştırmalar konusundaki bağımsızlığı, bazı önemli çekinceleri de beraberinde getiriyor. Bu ödenek oylamalarının genellikle küçük komite düzeyinde yapılması, genel meclis oylamalarında bu desteğin zayıflaması riskini taşıyor. Bu tür fonlama kararları, bölündüğü takdirde Demokratların desteğini çekebileceği gibi, daha geniş bütçe paketleriyle birlikte oylanması da bu süreci karmaşıklaştırabilir. Ayrıca, bu çift partili yaklaşımın Meclis'e ne kadar yansıyacağı da önemli bir soru işareti.

Sonuç olarak, tüm bu adımlar nihayetinde yönetimin onaylayacağı bir bütçe anlaşmasına bağlanmak zorunda. Bu süreçte, yönetimin önceliklerinin aksine bazı hükümler yer alsa bile, bu anlaşmaların geçmesi gerekiyor. Bu nedenle, bilimi destekleyen bir bütçenin onaylanması önünde hala birçok engel bulunuyor.

Gerçekte ise zorluklar daha da büyük. Çünkü ek fonların gerçekten anlamlı olabilmesi için Kongre'nin, bu fonları bütçe ofislerinin müdahalesinden koruyacak yollar bulması gerekiyor.

Yönetimin uyguladığı çeşitli yöntemler, yeni fonların onaylanmasını ve mevcut fonların harcanmasını yavaşlatıyor. Bu yöntemler arasında fon onayları için ideolojik kriterlerin kullanılması, kurumların kredi kartı limitlerinin kısıtlanması ve harcamaların genel olarak yavaşlatılması gibi uygulamalar bulunuyor. Bu durum, Kongre tarafından tahsis edilen fonların kurumlar tarafından etkin bir şekilde harcanmasını engelliyor ve hatta bütçelerin zaman aşımına uğramasına neden olabiliyor. Bu durum, yönetimin bütçe kesintilerini, Kongre'nin iradesinden bağımsız olarak gerçekleştirme amacı taşıdığı şeklinde yorumlanıyor.

Yakın zamanda çıkarılan bir kararname ile bu yaklaşımlar daha da kurumsallaştırıldı ve genişletildi. Yeni kurallara göre, hakemli değerlendirme isteğe bağlı hale gelirken, ideolojik kriterler standart hale geldi. Fonlar, "ulusal çıkarlar" gibi keyfi standartlara göre değerlendirilecek ve her adımda bütçe ofislerinin görüşü alınacak. Fonlar onaylansa bile, gelecekte herhangi bir zamanda iptal edilebilecek. Bu durum, yönetime Kongre tarafından onaylanan herhangi bir fonun harcanmasını yavaşlatma araçlarını sağlıyor.

Dolayısıyla, Kongre'nin araştırma kurumlarının bütçesini sadece sabit tutması ve bilimin eskisi gibi destekleneceğini varsayması yeterli olmayacaktır. Kongre'nin hem fon tahsis etmesi hem de kurumları bu fonları fiilen dağıtmaya zorlayacak koşullar belirlemesi gerekiyor.

Yürütme kararnamesiyle getirilen bu tür kısıtlamaların bazı emsalleri de bulunuyor. Örneğin, önceki yönetim, araştırmacılar tarafından kullanılan tesislerin bakımını yapan üniversitelere ödenen parayı kesmekle tehdit etmişti ve Kongre, bu duruma karşı yasal düzenlemelerle yanıt vermişti. Bu düzenlemeler, bu araştırma karşıtı politikanın yürürlüğe girmesini engelleyen davalarda da rol oynamıştı.

Peki Bu Bizi Nereye Götürüyor?

ABD'de bilimi kurtarmak için Kongre'nin, yönetimin talep ettiğinden daha fazla para tahsis etmesi ve sadece mevcut uygulamaları değil, aynı zamanda yürütme kararında belirtilenleri ve bütçe ofisinden gelebilecek potansiyel fon kısıtlayıcı politikaları da engelleyecek yasal düzenlemeler hazırlaması gerekecek. Şu anda Kongre'nin harcamaları mevcut seviyelerde tutma isteğinden bile emin değiliz.

Kongre, bütçe ofisinin araştırma fonlarının dağılımına müdahale etme yeteneğini sınırlamaya çalışsa bile, bu durum büyük olasılıkla yönetimle bir hesaplaşmayı tetikleyecek ve bu da mahkemelere taşınacaktır. Dava Yüksek Mahkeme'ye kadar ulaşırsa, Anayasa Mahkemesi'nin başkanlık yetkilerine ilişkin geniş yorumlarını, Kongre'nin son derece açık niyetine rağmen sınırlamaya ne kadar istekli olacağını tahmin etmek zor.

Tüm bu faktörler, ABD'deki bilimin geleceğini son derece belirsiz hale getiriyor. Senato'dan gelen bazı olumlu haberler olsa da, bu, ABD'nin araştırma alanını dünya lideri yapan seviyelerde finanse etmeye yönelik uzun ve zorlu bir mücadelenin sadece ilk adımıdır.

Önceki Haber
İngiltere, Apple'dan 'arka kapı' talebinden ABD baskısıyla vazgeçti
Sıradaki Haber
Silent Hill f, Korku Severlere Yeni Bir Kabus Getiriyor: Gamescom'dan Yeni Görüntüler Yayınlandı!

Benzer Haberler: