Ara

ABD Beyaz Kumlar’daki Ayak İzleri, Amerika Kıtası’nın İlk İnsanlarının Tarihini 10 Bin Yıl Geri Atıyor

2009 yılında New Mexico'daki Beyaz Kumlar Ulusal Parkı'nda kilden ve silt tabakalarından oluşan katmanlar arasında insan ve hayvan ayak izlerinin keşfi, Kuzey Amerika'da insan kültürlerinin tam olarak ne zaman geliştiği konusunda hararetli bir tartışma başlattı. Yaklaşık on yıl öncesine kadar, ilk Amerikalıların son Buz Devri'nin sonlarına doğru geldiği ve belirli mızrak uçlarıyla tanınan Clovis kültürüyle ilişkili olduğu düşünülüyordu. Ancak çeşitli tarihleme yöntemleri, Beyaz Kumlar'daki ayak izlerinin bundan 10.000 yıl daha eski olduğunu gösterdi. Science Advances dergisinde yayımlanan yeni bir makaleye göre, bu daha önceki bulguları doğrulayan yeni ve bağımsız bir analiz yapıldı.

Daha önce bildirildiği gibi, önceki arkeolojik kanıtlar Clovis halkının 13.000 ila 16.000 yıl önce buz tabakalarının ortasında açılan bir koridordan güneye doğru ilerlediğini düşündürüyordu. Ancak daha sonraki arkeolojik kanıtlar (örneğin Florida'da 14.500 yıllık bir alan veya batı Idaho'da 16.000 yıl öncesine ait taş aletler), Clovis halkının aslında ilk gelenler olmadığını gösterdi. Bu bulgular, ilk Amerikalıların buz tabakalarının kenarından Pasifik kıyısı boyunca ilerlemiş olma olasılığını daha da güçlendirdi.

Beyaz Kumlar'daki ayak izleri ise anlatıyı daha da karmaşık hale getirdi. 2019 yılında araştırmacılar, Beyaz Kumlar bölgesini kazarak, bir zamanlar antik bir gölün yatağı ve kıyısı olan Alkali Flat adlı alanın doğusunda toplam 61 insan ayak izi buldu. Zamanla, gölün kenarı iklim değişiklikleriyle birlikte genişleyip daraldıkça, belirgin kil, silt ve kum tabakaları bıraktı. Kazılan alandaki bu yedi tabakadan bazılarında, soyu tükenmiş büyük hayvanların yanı sıra insan izleri de vardı.

Bazı tortu tabakaları, tortuyla karışmış antik ot tohumlarının kalıntılarını içeriyordu. Araştırmacılar, en eski ayak izlerinin hemen altındaki ve en yakın tarihli olanların hemen üstündeki tabakalardan alınan tohumları radyokarbon tarihleme yöntemiyle tarihlendirdi. 2021 sonuçlarına göre, en eski ayak izleri 23.000 yıl sonrasında; en yakın tarihli olanlar ise 21.000 yıl öncesinde bırakılmıştı.

O dönemde, kıtanın kuzey yarısı birkaç kilometre kalınlığında devasa buz tabakalarının altındaydı. 23.000 yıllık ayak izlerinin varlığı, insanların buz tabakaları güney yarımküreyi dünyanın geri kalanından binlerce yıl boyunca ayırmadan önce New Mexico'da zaten yaşamakta olduğunu gösteriyordu.

Diğer araştırmacılar bu sonuçlara şüpheyle yaklaştı. Analiz edilen su bitkilerinin (Ruppia cirrhosa) yeraltı suyundaki eski karbonu emmeye eğilimli olduğunu ve bunun bulguları yanıltarak ayak izlerinin gerçekte olduğundan daha eski görünmesine neden olabileceğini belirttiler. Ayrıca, polen örnekleri ayak izleriyle aynı tortu tabakalarından alınmamıştı.

Bu nedenle aynı ekip, bazı ayak izleriyle aynı tabakalardan (örnekleme için çok ince olmayanlar) alınan polenleri radyokarbon tarihleme yöntemiyle tekrar inceledi. Bu polenler çam, ladin ve köknar ağaçlarından, yani karasal bitkilerden geliyordu ve böylece yeraltı suyu karbonunun örneklere sızması sorunu giderilmiş oldu. Ayrıca en alt ayak izi tabakasının hemen üzerindeki kilden alınan kuvars tanelerini farklı bir yöntem olan optik uyarmalı lüminesans tarihleme ile analiz ettiler. Bu bulguları 2023 yılında yayımladılar ve bu sonuçlar da daha önceki tahminleriyle uyumluydu.

Şüpheciler hala tam olarak ikna olmamıştı ve 2023 sonuçlarının gerçek yaş tahminleri değil, maksimum yaşlar olduğunu öne sürdüler. Bunun üzerine araştırmacılar, ayak izlerinin korunduğu alüvyon tabakalarıyla doğrudan ilişkilendirilebilen antik göl yatağı ve sulak alan çamurunu radyokarbon tarihleme yöntemiyle incelemeye karar verdiler. Bu yeni sonuçlar, tarihleri 20.700 ila 22.400 yıl öncesi aralığına yerleştiriyor ve bu da daha önceki bulgularla bir kez daha tutarlılık gösteriyor.

Araştırmacılara göre, bu son analizlerle birlikte üç farklı çalışmada daha önceki tarihleri destekleyen toplam 55 radyokarbon sonucu elde edilmiş oldu. Eldeki verilerin son derece tutarlı olduğunu belirten araştırmacılar, tüm bu tarihlerin tutarlı bir tablo sunarken yanlış olmasının aşırı derecede tesadüfi olacağını vurguluyorlar. Saha verilerinin doğrudan ve artık çok sayıda olduğunu ekliyorlar.

Bu erken zaman çizelgesine yönelik bir başka eleştiri daha var ki, araştırmacılar bile bunun tamamen geçerli olduğunu kabul ediyorlar: Bugüne kadar arkeologlar, bu ayak izlerini bırakan insanların geride bırakması gereken herhangi bir eser veya yerleşim kanıtı keşfetmediler. Araştırmacılar, ayak izlerinin en azından bazılarının, geçilmesi sadece saniyeler süren geçitlerde yapılmış olabileceğini düşünüyor. Dolayısıyla bu avcı-toplayıcıların böyle izler bırakmış olması pek olası değil. Bu insanların eşyalarına değer verdiğini ve yedek malzeme bulabilecekleri yerlerden uzakta olduklarını, bu nedenle rastgele eşya düşürmeyeceklerini belirtiyorlar. Bir 'çöp alanı' görecek olmanın mantıklı olmadığını ekliyorlar.

Tüm bu yeni ve tutarlı tarihleme kanıtları, Amerika Kıtası'na ilk insan göçlerinin daha önce sanıldığından çok daha eski zamanlarda gerçekleştiği yönündeki tartışmalı teoriyi önemli ölçüde güçlendiriyor.

Önceki Haber
Amerikalar'da İnsanlık İzleri Sanılandan 10 Bin Yıl Daha Eski Olabilir: Bilimsel Kanıtlar Artıyor!
Sıradaki Haber
Adres Çubuğu Doğru Görünüyor Ama Tehlike Büyük: Yeni Nesil Dolandırıcılık Yöntemi Kapıda!

Benzer Haberler: