Yıllar içinde yarış simülasyonları inanılmaz bir gelişim gösterdi. Oyun bilgisayarları ve konsollar daha güçlü hale geldi, fizik ve lastik modelleri daha doğru ölçümler yapmaya başladı. Hatta günümüzde pek çok kişi evinde özel yarış koltukları kurmuş durumda. Simülasyon yarışları artık gerçek motor sporlarına giden bir yol olarak da kabul görüyor.
Peki ya siz bir sonraki Max Verstappen olmayı hedeflemiyorsanız? Daha rahat, daha az karmaşık günleri özlüyorsanız, hani o zamanlar yüksek grafik kalitesinin veya riskin bu kadar ön planda olmadığı günleri... İşte tam da bu noktada Rally Arcade Classics oyunu dikkatinizi çekebilir.
NET2KGAMES tarafından geliştirilen Rally Arcade Classics, efsanevi Sega Rally ve Colin McRae Rally gibi oyunların manevi devamı niteliğinde bir yapım. Nürburgring'i veya belki de ziyaret ettiğiniz ünlü şehirlerdeki pistleri unutun. Bu oyun, daha çok noktasal yarışlar üzerine kurulu ve zamanla mücadele ediyorsunuz. Uzun süredir Dünya Ralli Şampiyonası hayranlarının hatırlayacağı manzaralarda yarışacaksınız.
Finlandiya'nın bol zıplamalı toprak yolları, Yunanistan'ın tozlu dağ yolları, İspanya'da teknik asfalt etapları sunan Katalunya ve asfalt, buz, kar gibi unsurları bir araya getiren zorlu virajlara sahip Monte Carlo gibi ikonik yerler oyunda yer alıyor. Ralli oyunlarının doğası gereği, her bölge kısa etaplara ayrılmış durumda. Hatta bazı etaplar gece yarışları olarak karşınıza çıkacak.
Araçlara gelince; bu bir bağımsız oyun, yani AAA seviyesinde bir yapım değil. Bu nedenle resmi üretici lisansları bulunmuyor. Ancak 1970'ler, 80'ler ve 90'ların unutulmaz araçlarından pek çoğunu tanıyacaksınız. Ön, arka ve dört çeker araçlar bir arada bulunuyor. Bunlardan bazıları sıradan yol otomobilleri iken, bazıları ralliye özel olarak modifiye edilmiş durumda. Oyuna en yavaş araç olan, 1964 Monte Carlo Rallisi'nde rakiplerine göre daha düşük beygir gücüne sahip olmasına rağmen büyük bir zafer kazanan, Mini Cooper'ın farklı bir versiyonu olan Kopper ile başlıyorsunuz.
Araç modelleri Gran Turismo 7 seviyesinde olmasa da, Peugeot 205'in Paigot 5, Golf GTI'ın Wolf, Lancia Delta Integrale'ın Betta, Audi Quattro'nun Fourtro ve Toyota Celica'nın Selicka olarak adlandırılması gibi ufak tefek değişiklikler sizi çok rahatsız etmeyecektir. Subaru Impreza'ların neden Imperial R ve MR Bang STI olarak geçtiği konusunda ise bir fikir birliği yok. Eğer biliyorsanız, yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Oynanış
Rally Arcade Classics, sizi meşgul edecek çeşitli oyun modlarına sahip. Tour modunda, noktasal yarış, diğer araçlarla yarıştığınız Versus modu ve kayarak puan kazandığınız Drift modu gibi alt modlar bulunuyor. Etaplar genellikle kısa süreli, bu da oyunun oldukça tempolu olmasını sağlıyor. Her etap için altın, gümüş ve bronz dereceler mevcut ve kazandığınız kredilerle yeni araçlar satın alabiliyorsunuz.
Arcade modunda, dört farklı etapta 14 rakip araçla mücadele ediyorsunuz. Her araç için ayrı Arcade modları da bulunuyor. Rally modu ise daha kapsamlı; rastgele hava koşulları ve üç farklı zorluk seviyesiyle belirli bir bölgedeki tüm etapları tamamlamanızı gerektiriyor. Chrono modu saf zaman denemesi, Events ise çevrimiçi mücadeleler için ayrılmış.
Son olarak, Gran Turismo oyunlarında karşımıza çıkan lisans bölümü de mevcut. Bu bölümlerde süreye karşı yarışmanız ve herhangi bir engele çarpmamanız gerekiyor.
Araç grafiklerinin biraz çizgi filmvari olmasına rağmen, Monte Carlo etapları soğuk bir kış sabahında bu yollarda araba kullanma hissini başarıyla uyandırmayı başarıyor. Çevre tasarımları konusunda iyi bir iş çıkarıldığı söylenebilir. Sesler pek akılda kalıcı olmasa da, görünmeyen yardımcı pilotunuzun verdiği notlar anlaşılır, ancak Colin McRae veya Dirt serisindeki kadar karmaşık değil.
Oyunun araçların yol tutuşu da, en azından oyunun erken aşamalarında, oldukça keyifli. Fizik motoru, bana biraz Project Gotham Racing 3 veya PGR4 gibi oyunları hatırlatıyor. Bu oyunlar, gerçekçi fizik yerine eğlenceye odaklanarak, günümüzdeki daha hardcore yarış simülasyonlarında özlem duyduğum bir keyfi sunuyor. Genellikle pist yarışlarını tercih eden biri olsam da, aracın arka tekerleklerini kaydırıp drift yapma becerim bile ödüllendirildi. Kısa etapların doğası gereği, "beş dakikam var ve hızlı bir sürüş yapmak istiyorum" anları için ideal bir seçenek sunuyor.