Antarktika'nın derinliklerinden çıkarılan buz örnekleri, bilim dünyası için daha önce görülmemiş bir kapı araladı. Yapılan araştırmalar sonucunda, Dünya'nın iklim tarihine ışık tutacak, doğrudan tarihlendirilmiş en eski buzul ve hava örnekleri bulundu. Yüzlerce metre kalınlığındaki buz tabakalarının altında milyonlarca yıl boyunca saklı kalan bu değerli örnekler, gezegenimizin geçmişine dair eşsiz bilgiler sunuyor.
Bilim insanları, bu buz çekirdeklerini adeta birer zaman makinesi olarak tanımlıyor. Bu sayede, gezegenimizin geçmişteki iklim koşullarını daha net anlama fırsatı buluyorlar. Daha önceki çalışmalarda elde edilen bulguların ötesine geçerek, bambaşka bir zaman dilimine seyahat etme imkanı doğdu.
Dünyamızın jeolojik olarak aktif yapısı, geçmiş iklim kayıtlarının bulunmasını zorlaştırabiliyor. Ancak Antarktika, sürekli biriken buz ve kar tabakasıyla bu durumu değiştiriyor. Burada biriken materyaller donarak, adeta bir kapsül oluşturuyor ve Dünya'nın iklim tarihine dair bir kayıt tutuyor. Bu buzulların derinliklerinden çıkarılan örnekler incelenerek, gezegenimizin geçmiş çevresel koşulları yeniden yapılandırılabiliyor.
Özellikle Allan Hills bölgesinde bulunan 'mavi buz' konsantrasyonu, araştırmacılar için büyük önem taşıyor. Zamanla sıkışan bu buz, içerisindeki hava kabarcıklarını dışarı atarak buz kristallerini büyütüyor ve daha kırmızı dalga boylarını emerek mavi bir görünüm alıyor. Allan Hills'in kar birikimi yerine buzul süblimleşmesinin (buzun doğrudan buharlaşması) daha yoğun yaşanması, eski buzların yüzeye daha yakın bulunmasını sağlıyor.
Buzun bu kadar eski olmasına rağmen yüzeye yakın kalmasını sağlayan kesin koşullar üzerinde hala çalışılsa da, araştırmacılar bunun bir dizi faktörün birleşimi olduğuna inanıyor. Muhtemelen, güçlü rüzgarlar ve aşırı soğuk, taze karı üfleyip uzaklaştırırken, buzun hareketini neredeyse durma noktasına getiriyor. Bu da Allan Hills'i, eski buza ulaşmak için dünyanın en iyi ve aynı zamanda saha çalışmaları için en zorlu yerlerinden biri haline getiriyor.
Görünür hava kabarcıkları olmasa da, bu buz hala mikroskobik hava cepleri içeriyor. Bu ceplerin yoğunluğu o kadar yüksek ki, buzun kristal yapısındaki küçük boşlukları dolduruyor. Bu sıkışmış hava cepleri, Dünya'nın erken dönem iklimine açılan pencereler olarak büyük değer taşıyor.
Ulusal Bilim Vakfı'nın COLDEX projesi kapsamında, Allan Hills'ten 150, 159 ve 206 metre derinliklerden üç buz örneği alındı. Bu örneklerle araştırmacılar, yaklaşık 2.6 milyon yıl önce sona eren Pliyosen dönemine ait bilgileri elde etmeyi umuyorlardı.
Başlangıçta 3 milyon yıl veya biraz daha eski buz bulmayı hedeflediklerini belirten araştırmacılar, bu keşfin beklentilerini fazlasıyla aştığını ifade ediyor. Argon izotopu analiziyle doğrudan tarihlendirme yöntemini kullanan araştırmacılar, en derin örnekteki buzun yaklaşık 6 milyon yıla, yani Miyosen döneminin sonlarına, yaklaşık 5.3 milyon yıl öncesine dayandığını tespit etti.
Yapılan diğer testler, araştırmacılara Miyosen'in sonu ile Pliyosen döneminin büyük bir bölümünü kapsayan bir dizi iklimsel anlık görüntü sundu. Sonrasında yapılan oksijen izotopu analizi ile bu anlık görüntülerdeki sıcaklık koşulları ölçüldü. Bulgular, 6 milyon yıl önce Antarktika'nın günümüzden yaklaşık 12 derece daha sıcak olduğunu ve mevcut sıcaklığa doğru soğuma sürecinin ani değil, yumuşak ve kademeli bir şekilde gerçekleştiğini gösterdi.
Araştırmacılar, ilerleyen zamanlarda bu farklı dönemlerde Dünya atmosferinin içeriğini yeniden yapılandırmayı, hangi sera gazlarının ne kadar yoğunlukta bulunduğunu ve zamanla bu profilin nasıl değiştiğini belirlemeyi hedefliyor. Ve tabii ki, bu buzdan daha fazla veri toplamak için daha fazla örnek elde etme çalışmalarına devam edecekler.
Bu heyecan verici keşiflerle ilgili çalışmalar, 2026-2031 yılları arasında bu bölgede daha da uzun süreli araştırmalar yapmayı amaçlayan kapsamlı bir planla sürdürülecek. Araştırma sonuçları, Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlandı.