Almanya'da arkeologlar, 5.000 yıl öncesine ait olduğu düşünülen ve süslü "bebek taşıyıcıları" ile birlikte gömülmüş üç kadın iskeleti keşfetti. Bu taşıyıcıların, yüzlerce köpek ve kurt dişiyle süslenmiş büyük torbalar olduğu düşünülüyor.
Torbaların kumaş veya deri kısımları zamanla yok olsa da, bulunan delikli hayvan dişleri, bu torbaların kiremit gibi sıralanarak çantaların üzerine dikildiğini gösteriyor. Araştırmacılar, bu süslemelerin oldukça zahmetli bir iş olduğunu belirtiyor.
Bu torbalar, MÖ 2900 ile 2350 yılları arasında İskandinavya'dan Alp Dağları'na ve bugünkü Ukrayna'ya kadar Avrupa genelinde yaşayan bir kültür olan Kordonlu Vazo Kültürü'ne ait. Bu döneme ait buluntular, genellikle zamanla yok olduğu için bu tür detayların incelenmesi oldukça nadir bir ipucu sağlıyor.
Arkeologlar, bu torbaların yaklaşık 30 santimetre genişliğinde ve 20 santimetre derinliğinde olduğunu tahmin ediyor. Her bir torbanın, özellikle orta boy köpeklerin dişleriyle süslendiği ve bu köpeklerin bu amaçla yetiştirilip genç yaşta öldürüldüğü düşünülüyor. Kurt dişleriyle süslenmiş geniş bir askının da bu taşıyıcılarla birlikte kullanıldığı sanılıyor.
Söz konusu torbaların gösterişli olması, bunların genellikle sosyal statüsü yüksek bireyler tarafından kullanıldığını düşündürüyor. Torbalarda bulunan kemikten oyulmuş taklitler ve tilki dişleri, eğer köpek veya kurt dişleri kaybolursa bunların yerine kullanılmış olabileceğini gösteriyor.
Torbaların boyutları ve birinde bulunan bebek kemikleri, bu torbaların bebek taşıyıcısı olarak kullanıldığını destekliyor. Bebeklerin başı, kolları ve bacakları torbanın içine sığmasa da, bebeklerin küçük battaniyelerle örtüldüğü ve bu battaniyelerin de köpek dişleriyle süslendiği düşünülüyor. Bu battaniyelerin ne tür süslemelere sahip olduğu ise henüz bilinmiyor.
Bu özel torbaların bulunma sıklığının az olması, onların ne kadar değerli olduğunun bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Almanya'da yapılan kazılarda Kordonlu Vazo Kültürü'ne ait 10 kadın mezarı bulunmuş, ancak bunlardan sadece ikisinde bu tür torbalara rastlanmış. Yaklaşık 1.7 kilometre uzaklıktaki başka bir köyde ise üçüncü bir mezarda da benzer bir torba bulunmuş.
Bu tür torbaların daha önce de bölgedeki bazı yerlerde bulunduğu biliniyor. Bu mezarlardan birinde bulunan torbanın içinde bir yenidoğanın kalıntıları yer alıyor. Araştırmacılar, kadının ölüm anındaki yaşını belirlemek için iskeletini inceleyecek. Eğer yenidoğanın DNA'sı yeterince korunmuşsa, çocuk ile kadın arasındaki akrabalık bağı da araştırılacak.
Bu mezarlar, yaklaşık 6.000 yıl öncesine ait daha eski mezar höyüklerinin yakınında yer alıyor. Bu daha eski höyüklerde yaşayan insanlar, ölülerini ahşap yapılar altında gömüyordu. Ancak bu gelenek, Bakır Çağı'nda Kordonlu Vazo Kültürü ortaya çıktığında artık terk edilmişti.
Her kültürün kendine özgü kuralları ve normları bulunuyor. Önceki Neolitik kültürlerin aksine, Bakır Çağı insanları mezarlarda ölen kişinin cinsiyetini ve belirli sosyal rollerini bilinçli olarak vurguluyordu. Dönemin erkekleri sağ taraflarına yatarak, kadınları ise sol taraflarına yatarak gömülüyordu. Balta gibi mezar hediyeleri erkek savaşçılara ayrılırken, mücevher ve süs eşyaları kadın mezarlarına yerleştiriliyordu. Her iki cinsiyet de başları genellikle güneye dönük şekilde gömülüyordu.
