Çin'de bulunan ve 300.000 yıl öncesine tarihlenen 21 adet diş, insan evrimiyle ilgili önemli ipuçları sunuyor. Yapılan yeni bir araştırmaya göre, bu dişlerin üzerindeki özellikler, erken insanların Homo erectus ile çiftleşmiş olabileceğine işaret ediyor.
Araştırmanın ortak yazarlarından biri, bu dişlerin daha önce hiç görülmemiş bir özellikler mozaiği taşıdığını, adeta vücudun farklı bölgelerinde evrimsel saatlerin farklı hızlarda işlediği izlenimi verdiğini belirtiyor.
Journal of Human Evolution dergisinin Eylül sayısında yayımlanan çalışmaya göre, Güney Çin'deki Hualongdong arkeoloji alanından çıkarılan bu dişler, hem eski hem de modern dönemlere ait özellikler taşıyor. Bu dişler, 2006 yılında keşfedilen ve Orta Pleistosen döneminde, yaklaşık 300.000 yıl önce yaşamış gizemli bir insan atasına ait. Bugüne kadar en az 16 birey bu alanda tespit edilmiş durumda.
İlk yapılan analizler, bu bireylerin Doğu Asya'ya 1,7 milyon yıl önce ulaşan H. erectus türünün bir formu olabileceğini düşündürmüştü. Ancak daha sonra yapılan incelemeler, Hualongdong insanlarının kemik ve dişlerinde hem Homo sapiens hem de H. erectus'ta görülen özelliklerin bir karışımının olduğunu ortaya koydu. Özellikle yüz yapılarının insanlara daha çok benzemesi, ancak uzuv oranlarının H. erectus'a daha yakın olması dikkat çekici.
Yeni çalışma da Hualongdong insanlarının dişlerinde benzer bir özellik karışımı olduğunu gösteriyor. Yirmi bir dişin çoğu, bilgelik dişlerinin küçük boyutu gibi modern özellikler sergilerken, azı dişlerinin kökleri oldukça kalın ve sağlam olup, H. erectus'ta görülenlere daha çok benziyor.
Araştırmacılar, bu dişlerin neden bu şekilde göründüğü konusunda henüz kesin bir yargıya varmış değil. Zira paleoantropologlar, Çin'deki insan evriminin tarihini şekillendirmeye devam ediyor. Ancak çalışmada birkaç olası açıklama sunuluyor. Bu açıklamalardan biri, Hualongdong popülasyonunun H. sapiens ile yakın akraba olduğu ancak Neandertaller ve Denisovanlar gibi bazı atalarımızla çiftleşmiş arkaik insan popülasyonlarından farklı olduğu yönünde.
Başka bir olasılık ise, Hualongdong insanlarının kemik ve dişlerinin genetik sürüklenme veya Homo erectus gibi daha arkaik bir formla gen akışı sonucunda bu özelliklere sahip olabileceği belirtiliyor. Basitçe ifade etmek gerekirse, Hualongdong popülasyonu, H. erectus ve insanların çiftleşmesiyle ortaya çıkmış olabilir veya genetik yapılarında meydana gelen başka bir değişiklik nedeniyle bu hale gelmiş olabilir.
Orta Pleistosen döneminden kalma insan atalarına ait kalıntıların keşfedilmesi ve analiz edilmesi hız kazanıyor. Bu durum, Asya'daki insan kökenlerinin daha iyi anlaşılmasına olanak tanıyor. 2019 yılında Filipinler'de Homo luzonensis, 2021'de Kuzey Çin'de H. longi (daha sonra Denisovan olduğu anlaşılan) ve 2024'te Çin'den Homo juluensis gibi yeni insan türleri keşfedildi. Bu yeni tanımlanan arkaik insan türlerinin tamamı yaklaşık 300.000 ila 150.000 yıl öncesine tarihleniyor ve paleoantropologlar bu türlerin birbirleriyle nasıl bir ilişki içinde olduğunu henüz çözmeye başlıyor.
Araştırmanın diğer bir ortak yazarı, Hualongdong keşfinin, insan evriminin ne doğrusal ne de tekdüze olduğunu ve Asya'nın benzersiz anatomik sonuçlar doğuran çeşitli evrimsel deneylere sahne olduğunu hatırlattığını ifade ediyor.
