Ara

30 Yıllık Embriyodan Doğan Bebek: Dünyanın En Yaşlı Bebeği mi?

Teknoloji dünyasında heyecan yaratan bir gelişme yaşandı. 30,5 yıl boyunca dondurulan bir embriyodan dünyaya gelen bebek, 'dünyanın en yaşlı bebeği' olarak kayıtlara geçebilir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Mayıs 1994'te bir çifte ait olan embriyo, 26 Temmuz 2025'te başka bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Onlarca yıl boyunca dondurularak adeta zamanın içinde saklanan bu embriyo, şimdi yeni bir hayata merhaba dedi.

Embriyonun biyolojik annesi, tüp bebek tedavisi sırasında oluşan ve daha sonra çocuk sahibi olduktan sonra bağışlamaya karar verdiği üç embriyodan biriydi. Embriyo bağışını kabul eden aile, bu süreçte herhangi bir rekor kırma düşüncesinde olmadıklarını, tek istediklerinin bir bebek sahibi olmak olduğunu belirtti.

Daha önceki rekor, 30 yıldan biraz daha uzun süre dondurulan embriyolardan doğan ikizlere aitti. Bu son vaka ise, embriyo saklama süresini bir adım daha ileri taşıdı.

Bu rekor denemesi, Tennessee'deki bir tüp bebek kliniği tarafından gerçekleştirildi. Kliniğin bu tür eski embriyoları kabul etmesi ve başarıyla transfer etmesi, tüp bebek teknolojisinin sınırlarını zorladığına işaret ediyor. Amerika'daki bazı klinikler, embriyoların dondurulması konusunda dünya standartlarının ötesine geçiyor. Örneğin Avustralya'da embriyolar en fazla beş yıl, Birleşik Krallık'ta ise 55 yıl dondurulabiliyor. Ancak ABD'de bu süreler çok daha uzun, hatta bazı durumlarda sınırsız olabiliyor.

Amerika'da milyonlarca embriyonun dondurulmuş halde bulunduğu ve bu sayının her yıl arttığı tahmin ediliyor. Bu durum, etik ve yasal olarak karmaşık tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bazı uzmanlar, uzun süre saklanan embriyoların başarı oranları ve canlılıkları konusunda endişeler dile getiriyor. Ancak yapılan araştırmalar bu konuda kesin sonuçlar vermiyor; bazı çalışmalar uzun süreli dondurmanın olumsuz etkilerini gösterirken, bazıları ise embriyo canlılığı üzerinde önemli bir etkisi olmadığını belirtiyor.

Tüp bebek teknolojisindeki gelişmeler, daha eski embriyoların başarıyla transfer edilerek yeni hayatların başlamasına olanak tanıyor. Bu teknoloji, ailelere çocuk sahibi olma konusunda yeni umutlar verirken, aynı zamanda bilimsel ve etik tartışmaları da alevlendiriyor. Bu alanda sınırların nerede durduğu ise henüz bilinmiyor.

Önceki Haber
T-Mobile'dan Devrim Niteliğinde Adım: 5G Ağı Sızıntıları Dinliyor, Su Tasarrufu Sağlıyor!
Sıradaki Haber
Intel'den Oyunculara Müjde: XeSS 2.1 ile AMD ve Nvidia Kartlar da Artık Kare Üretimi Yapabilecek!

Benzer Haberler: