Ara

2.700 Yıllık Çivi Yazılı Tablet Bulundu: Yahuda Krallığı’ndan Asur’a Gecikmiş Vergi Talebi Ortaya Çıktı!

Tapınak Tepesi yakınlarında bulunan 2.700 yıllık bir çanak çömlek parçası, Asur Krallığı ile Yahuda Krallığı arasındaki bilinen ilk resmi yazışmayı gün yüzüne çıkardı. Bu küçük parça, bir zamanlar bölgede yaşanan siyasi ve idari ilişkiler hakkında önemli bilgiler sunuyor.

Arkeologların 'sheres' olarak adlandırdığı, yaklaşık 2.5 santimetre uzunluğundaki bu çanak çömlek parçası, çivi yazısıyla kaplı ve Birinci Tapınak Dönemi'ne (MÖ 1000-586) tarihleniyor. Tabletin üzerinde, Asur Krallığı'nın Yahuda Krallığı'na gönderdiği, geciken bir haraç ödemesinin durumu hakkında bilgi talep eden bir mesaj olduğu düşünülüyor.

Çivi yazısıyla yazılmış Akadca dilinde olan bu yazı, o dönemde Yakın Doğu'da, özellikle Asur'da konuşulan bir dildi. Bu keşif, Asur İmparatorluğu ile Yahuda Krallığı arasındaki resmi yazışmalara dair doğrudan kanıt niteliği taşıyor. Uzmanlar, bu bulgunun, Asur'un Kudüs'teki varlığının derinliğini ve Yahuda Krallığı'nın işleyişine ne ölçüde müdahil olduğunun anlaşılmasını güçlendirdiğini belirtiyor.

Tapınak Tepesi'nin Batı Duvarı yakınlarındaki kazı çalışmaları sırasında bulunan parça, Emek Tzurim Ulusal Parkı'nda yapılan "ıslak eleme" işlemleri sırasında ortaya çıktı. Kazı alanında çalışanlardan biri, çamurun içinde gördüğü ilginç desenin aslında bir çivi yazısı olduğunu fark edince büyük bir heyecan yaşadığını dile getirdi.

Parçanın bulunduğu alan, İkinci Tapınak Dönemi'ne (MÖ 516 - MS 70) ait olsa da, bu alanın Birinci Tapınak Dönemi'nde de üst düzey görevlilerin ve önemli kişilerin faaliyet gösterdiği bir merkez olduğuna işaret ediyor. Araştırmacılar, bu parçasının aslında Asur sarayından gönderilen resmi bir mektubu mühürlemek için kullanılan bir damga mührünün parçası olabileceğini düşünüyor. Bu tür mühürler, bazen gönderinin içeriği veya hedefi hakkında kısa bir çivi yazısı ile birlikte gelirdi.

Bu hipotez, yazışmanın geciken bir ödeme hakkında olduğu fikrini destekliyor. Metinde, Yahudi ve Mezopotamya takvimlerinde yaz aylarına denk gelen Av ayının biri gibi bir son tarih belirtiliyor. Ayrıca, Asur kayıtlarında bilinen ve kraliyet mesajını iletmekle görevli bir savaş arabası subayından da bahsediliyor.

Yahuda kralının adı metinde geçmese de, mektubun muhtemelen Kral Hezekya, Manasseh veya Yahuda Krallığı'nın Asur'a bağlı bir vasal krallık olduğu dönemde hüküm süren Kral Josiah'ın sarayına hitap ettiği düşünülüyor.

Ödemenin neden geciktiği ise henüz net değil. Uzmanlar, bu talebin basit bir teknik aksaklıktan mı kaynaklandığını yoksa siyasi önemi olan kasıtlı bir adım mı olduğunu belirleyemeyeceklerini ancak böyle resmi bir talebin varlığının, Yahuda ve imparatorluk yönetimi arasında belirli bir sürtüşme noktası olduğunu gösterdiğini ifade ediyor.

Parçanın materyal analizi, yerel olarak Kudüs'te üretilmediğini gösteriyor. Yapılan incelemeler, mineral bileşiminin Ninova gibi Asur Krallığı içindeki şehirlere benzediğini ortaya koyuyor. Parçanın tam olarak nereden geldiğini belirlemek için kimyasal analizlerin devam ettiği belirtiliyor.

Bu küçük parça, Yahuda ve Asur arasındaki siyasi ve idari bağları anlamak için önemli bir pencere açıyor. Bu, o dönemde dünyanın en güçlü süper gücü olan Asur ile Kudüs arasında gerçekleşen resmi, hatta belki de gergin iletişimin ilk kanıtı olma özelliği taşıyor.

Önceki Haber
USD.AI ile Kripto Yatırımcıları Yapay Zeka GPU'larından Gelir Elde Edecek
Sıradaki Haber
Samsung'dan Şaşırtan Açıklama: Çip Üretiminde Küçülmenin Sınırları Var, Yeni Yöntemler Şart!

Benzer Haberler: