Ara

2.500 Yıl Önceki Kadim Medeniyetin Gizemli Sakinleri Dijital Ortamda Yeniden Canlandı

Günümüz güney Hindistan topraklarında yaklaşık 2.500 yıl önce yaşamış iki adam, yeni dijital rekonstrüksiyonlarla yeniden hayata döndürüldü. Bu kişilerin kalıntıları üzerine yapılan araştırmalar, gizemli medeniyetleri hakkında sırları ortaya çıkarıyor.

Gerçekçi yüz modelleri, Tamil Nadu eyaletinde bulunan Kondagai adlı mezarlık alanından çıkarılan iki kafatasına dayanıyor. Bu kafatasları, Kondagai'de bulunan insan kalıntılarının analiziyle ilgilenen bir üniversite yetkilisi tarafından doğrulandı.

Kondagai'nin, araştırmacıların MÖ 580 civarına tarihlenen gelişmiş bir kent medeniyetine ev sahipliği yaptığını düşündüğü Keeladi adlı arkeolojik alanın mezarlığı olduğu düşünülüyor. Bu kültürün, kiremitli çatılara sahip kerpiç evleri olduğu, uzak bölgelerle ticaret yaptığı, antik Tamil alfabesiyle yazdığı ve gelişmiş su yönetimi sistemleri gibi nispeten ileri teknolojiler kullandığı belirtiliyor.

Keeladi'nin ilk izleri, 2013 yılında Hindistan Arkeoloji Kurumu tarafından tespit edildi ve antik kent yerleşiminin ve ilişkili mezarlığının yalnızca küçük bir kısmı bugüne kadar kazılabildi.

Kondagai'de bulunan kafataslarından ve diğer insan kalıntılarından çıkarılan antik DNA'ların analiziyle, araştırmacılar Keeladi sakinleri hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyor.

İki Kafatasını "Hayata Döndürmek"

İki kafatası 2021 yılında kazı çalışmaları sırasında bulundu. Araştırmacılar, bu kalıntıları alanda şimdiye kadar bulunan onlarca mezar küpünün içinde keşfettiler. Araştırmalar, Keeladi halkının ölülerini bu küplerin içine, mücevher, çanak çömlek ve yiyecek sunuları gibi mezar hediyeleriyle birlikte gömdüğünü gösteriyor.

Başka bir bilim insanı tarafından yapılan anatomik analizler, ölen kişilerin yaşlarının 50 ila 60 arasında olduğunu gösteriyor. Ölüm nedenleri henüz bilinmiyor.

Kişilerin görünümünü yeniden oluşturmak için araştırmacılar, kafataslarının sanal 3D modellerini oluşturmak üzere bilgisayarlı tomografi (CT) taramaları yaptı. Bu modeller daha sonra yüz rekonstrüksiyonu konusunda uzmanlaşmış bir araştırma birimine gönderildi.

Yeniden yapılandırmaları yapan birimin yöneticisi, bu modellerin geçmiş insanları anlamamıza yardımcı olabileceğini ve kendimizi atalarımızla karşılaştırmamızı sağlayabileceğini belirtti.

Yüz rekonstrüksiyonunu gerçekleştiren ekip üyeleri, kafatası kemiklerinin etrafındaki kas, yağ ve deri gibi yüz unsurlarını dijital olarak yeniden yarattılar. Araştırmacılar, yumuşak doku derinliği ve diğer yüz özellikleri hakkında bilgi içeren modern Güney Asya popülasyonlarına ait veritabanlarından yararlandılar.

Göz, cilt ve saç rengi seçiminde, yaşlanma belirtilerinin tasvir edilme şekli de dahil olmak üzere bazı yaratıcı yorumlar yapıldığı kaydedildi.

Bu vakada, ortalama bir Güney Hintlinin göz, cilt ve saç rengi kullanıldı. Ancak, araştırmacıların kafataslarından elde edilecek DNA'lardan daha fazla veri elde etme çalışmaları devam ederken, bu rekonstrüksiyonları "ilk taslak" olarak nitelendirdiler. Elde edilecek DNA verileri, hangi renklerin daha uygun olabileceğine dair yeni bilgiler sağlayabilir ve gerekirse rekonstrüksiyonlar güncellenebilir.

Kafataslarının DNA çalışmaları devam ederken, araştırmacıların hedeflerinden biri bu antik bireylerin soyunu izlemek. Ön genetik bulgular, bu antik adamların modern Güney Asya popülasyonlarıyla yakın akrabalıklar taşıdığını gösteriyor. Bu da, kısmen günümüzde Güney Hindistan'da yaşayan bazı insanların ataları olabilecekleri anlamına geliyor.

Ancak, bu bağlantıyı kanıtlayacak bölgeye özgü veri eksikliğinden dolayı kesin bir soy bağı kurmak için yeterli DNA verisi bulunmuyor.

Önceki Haber
Mars'tan Gelen Gizemli Kaya Örnekleri ve Geri Dönüş Görevindeki Belirsizlikler
Sıradaki Haber
Yapay Zeka Devi OpenAI ve Microsoft'tan Kritik Anlaşma: Ortaklık Şartları Yeniden Düzenleniyor

Benzer Haberler: