Teknoloji dünyasında nostalji rüzgarı eserken, eski bilgisayarlara duyduğu tutkuyla bilinen bir endüstriyel tasarımcı, çalışan bir prototip olan taşınabilir Commodore 64 dizüstü bilgisayarını hayata geçirdi. Bu proje, adeta farklı bir Commodore tarihinin yeniden yorumlanması olarak karşımıza çıkıyor. Commodore'un hiçbir zaman bir dizüstü bilgisayar üretmediğini, en yakınının ise yaklaşık 10 kilogram ağırlığındaki SX64 taşınabilir bilgisayarı olduğunu düşünürsek, bu proje oldukça dikkat çekici.
Projenin arkasındaki isim, klasik Commodore 64'ün ikonik "bisküvi kutusu" tasarımından ilham alarak, dönemin ruhunu yansıtan Apple Macintosh Lisa taşınabilir bilgisayarından da esinlenmiş. Ortaya çıkan ürün, hem nostaljiyi yaşatıyor hem de günümüz teknolojisiyle harmanlanıyor.
Bu yenilikçi çalışmanın ardındaki süreci gösteren bir videoda, tasarımcı bu projeyi "1980'lerde var olabilecek şekilde tasarlanmış, ancak modern donanımla güçlendirilmiş, tamamen işlevsel özel tasarım bir C64 dizüstü bilgisayar" yaratma planı olarak özetliyor.
Donanım ve yazılım yolculuğuna başlamak için tasarımcı, 3D tasarım yazılımlarını kullanarak Taşınabilir 64'ü modelledi. Tasarımın parçalarını 3D yazdırmak için Bambu Lab P2S yazıcısını tercih etti. Toplamda yaklaşık 30 parçadan oluşan bu tasarımın 3D baskısı, 0.4mm'lik bir nozül kullanılarak 38 saat sürdü.
Ardından, birleştirme aşamasına geçildi. Parçalar yapıştırıcı ve metal pimlerle bir araya getirildi. Sonrasında zımparalanıp, astar uygulandı ve orijinal C64 renklerine yakın, kum beji tonunda sprey boya ile boyandı. Bu işlemler sonucunda bilgisayar şimdiden oldukça çekici bir görünüme kavuştu.
Bilgisayar için seçilen klavye de özel bir çalışma gerektirdi. Sadece tuş kapaklarının 3D baskısı 24 saat sürdü. Tasarımcı, baskı katman çizgilerini en aza indirmek için daha ince, 0.2mm'lik bir nozül kullandı. Tuş etiketlerinin doğru bir şekilde basılması için, orijinal bir C64 klavyesinin taranıp vektörel hale getirildi. Siyah zemin üzerine beyaz yazı tasarımını elde etmek için özel transfer kağıtları kullanıldı. Bu transferler oldukça hassas olduğu için, kuruduktan sonra koruma amacıyla birkaç kat şeffaf akrilik vernik spreyi ile kaplandı.
Klavyenin PCB'si (devre kartı) özel olarak üretildi. Tasarımcının bu karta 60'tan fazla küçük diyot lehimlemesi gerekti. Kart üzerine entegre edilen Raspberry Pi Pico mikrodenetleyicisi, tuşlar ile Raspberry Pi 5 arasında bir arayüz görevi görecek şekilde QMK klavye yazılımı ile yapılandırıldı. Klavye üzerindeki son adımlardan biri de tuş anahtarlarının lehimlenmesiydi. Tasarımcı, otantik bir his vermek için açma kapama tuşunda özel bir anahtar mekanizması tercih etti.
Klavye tamamlandıktan sonra, Taşınabilir 64'ün yapısı ve çeşitli PCB'ler ile giriş/çıkış plakaları için destek elemanlarının montajına geçildi. Pirinçten yapılmış ve havya yardımıyla preslenmiş somunlar, montaj için sağlam bir zemin oluşturdu. Dizüstü bilgisayarın geri çekilebilir tutamağı için manyetik bir mandal mekanizmasının kullanılması da ilgi çekici bir detaydı.
Taşınabilir 64'ün kalbinde, VICE emülatörünü çalıştıran bir Raspberry Pi 5 bulunuyor. Tasarımcı, orijinal donanımları da kullanabilmek adına, açık kaynaklı CBM kütüphanesinden ve özel olarak tasarlanmış adaptörlerden yararlandı. 1541 disket sürücüsü için adaptörün çalıştırılması oldukça kolay oldu. Joystick adaptörleri de hazırlandı ve monte edildi. Orijinal C64 görünümünü taklit eden özel 3D baskı kapaklar da kullanıldı. Ancak, kaset teyp depolama cihazı olan Datasette için daha fazla çaba gerekiyordu, çünkü istemci yazılımının TAP dosyasını emülatöre akıtacak şekilde değiştirilmesi gerekti. Tasarımcı, bu durumu "biraz geçici bir çözüm ama bu kurulum için mükemmel çalışıyor" diyerek özetliyor.
Pil için ise, gerekli 18650 hücreleri içermeyen 10 dolarlık bir UPS (kesintisiz güç kaynağı) yeniden düzenlendi. Tasarımcı, dizüstü bilgisayarın altındaki bir bölmeden hücrelere erişim sağlayan 3D baskı bir parça üretti. Dikkat çekici bir detay olarak, pil durumunu 'C64' ekranında gösterecek bir Python uygulaması da geliştirildi.
Ekran konusunda ise, bu proje için 10 inçlik, 4:3 en boy oranına sahip bir ekran seçildi. Ekran, döneme uygun büyük çerçevelerle tam ortaya yerleştirildi. Ekran ve PCB'si monte edildikten sonra, parlaklık kontrolünü dizüstü bilgisayarın yan tarafındaki bir tekerleğe bağlamak için küçük bir modifikasyon yapıldı. Ses ayar tekerleği de aynı bölüme konumlandırıldı. Mükemmeliyetçi yaklaşımıyla tasarımcı, ekranın firmware'ini değiştirerek, giriş kaynakları ve diğer özelliklerle ilgili ekrandaki bildirimleri kaldırmayı başardı.
Son montaj adımlarıyla dizüstü bilgisayar tamamlandı. Kapağa yaylı mandallar eklendi ve ekranın kolayca ayarlanabilmesi için tork menteşeleri kullanıldı. Klavye ve ekran sistem PCB'sine bağlandı ve tüm paneller vidalanarak veya geçmeli olarak yerine oturtuldu.
Test Zamanı
Videonun gösterdiği bitmiş prototip, Commodore 64 BASIC ekranına 11 saniyede açılıyor. Bu yenilikçi teknoloji meraklısı, sistemin kullanımından oldukça memnun kaldı. Orijinal yazılımları disket sürücüsünden yükleyebildi ve kaynağı bilinmeyen orijinal bir 'Pac-Man' oyunu bile çalıştı. Datasette testi de sorunsuz çalıştı, ancak elbette yavaş bir şekilde.
Efsanevi Competition Pro 9-pin joystick'ler beklendiği gibi çalıştı. Raspberry Pi 5'in GPIO pinlerine bağlanan bir Python programı, joystick girdilerini uygun tuş basımlarına dönüştürdü.
Eğer Taşınabilir 64'ü dışarıda kullanmayı düşünürseniz, muhtemelen orijinal medyayı kullanmaktan kaçınırsınız. Gerçekten taşınabilir bir C64 eğlencesi için, oyunlar ve uygulamalarla dolu bir SD kart, tasarımcının tercih ettiği seçenek oldu. Prototipin yaklaşık 4 kilogram ağırlığında olduğu belirtiliyor. Ancak, batarya ömrü hakkında herhangi bir bilgi paylaşılmadı.
Kevin Noki'nin daha önceki dikkat çekici projeleri arasında, 1980'lerin bej rengi Apple iPad'i de bulunuyor.
