Antik insan gömütlerinden biri olan, genç bir çocuğa ait kafatası üzerinde yapılan yeni bir araştırma, bu çocuğun hem modern insan (Homo sapiens) hem de Neandertal özelliklerini taşıyan bir melez olabileceğini ortaya koydu.
Yaklaşık 140.000 yıl öncesine ait bir gömüt alanında bulunan bu kafatası üzerinde incelemeler yapan araştırmacılar, çocuğun hem Homo sapiens hem de Neandertal özelliklerini sergilediği sonucuna vardı. Ancak, çocuğun kesin kökeni hala belirsizliğini koruyor.
Kafatası, İsrail'deki Carmel Dağı üzerinde yer alan Skhul Mağarası'nda yaklaşık 100 yıl önce keşfedilen gizemli insan kalıntılarının bir parçasıydı. Bu fosiller, bulundukları günden bu yana bilimsel tartışmaların odağı olmuş, ancak genel olarak anatomik olarak modern insanlara ait kabul edilmişti.
Skhul Mağarası, bilinen en eski organize insan gömüt alanlarından biri olması nedeniyle, burada bulunan kalıntıların kimliği büyük önem taşıyor. L'Anthropologie dergisinin Temmuz-Ağustos sayısında yayımlanan araştırmanın yazarları, yaptıkları analizlere dayanarak bu kalıntıların artık sadece Homo sapiens'e atfedilemeyeceğini savunuyor.
Araştırmacılar, çocuğun kafatasını (Skhul I) ayrıntılı bir şekilde incelemek için bilgisayarlı tomografi (CT) tarama tekniklerini kullandı. Kırık bir beyin kabuğundan (nörokranyum) ve çeneden (mandibula) oluşan kafatası üzerinde yapılan bu yeni incelemede, beyin kabuğunun çoğunlukla Homo sapiens'e özgü modern özellikler sergilediği, ancak çenenin bir Neandertal'inkine daha çok benzediği belirtildi.
Çalışmanın ortak yazarlarından, Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) ve Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden paleoantropolog Anne Dambricourt Malassé, bu morfolojinin Homo sapiens varyasyonunu temsil etmesinin "mümkün olmadığını" ve çocuğun "objektif olarak" bir melez olduğunu savundu.
Ancak, herkes bu bulguların kesin olduğu konusunda hemfikir değil. Çalışmaya dahil olmayan, Londra'daki Doğa Tarihi Müzesi'nden paleoantropolog Chris Stringer, çenenin ilkel göründüğünü kabul etmekle birlikte, tüm fosiller bir arada değerlendirildiğinde bunların öncelikli olarak Homo sapiens ile uyumlu olduğunu belirtti. Yine de Stringer, çalışmanın sonuçlarının, yaklaşık 100.000 yıl önce Neandertaller ile insanlar arasında popülasyonlar arası (veya türler arası) gen akışı olduğunu öne süren 2024 tarihli bir çalışmayla tutarlı olduğunu kaydetti.
"İlk nesil melez olmasalar bile, Skhul fosillerinin iki popülasyon arasındaki gen akışını yansıtması kesinlikle mümkün" diyen Stringer, "Ancak genel olarak, iskeletler de dahil olmak üzere tüm materyale bakıldığında, benim görüşüme göre materyal hala öncelikli olarak Homo sapiens ile uyumlu" ifadelerini kullandı.
Çalışmada yer almayan, Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden antropolog John Hawks ise, araştırmanın kafatasının anlaşılmasına katkıda bulunduğunu ancak DNA'sı çıkarılmadan çocuğun kesin olarak melez olarak tanımlanamayacağını belirtti.
Hawks, "İnsan popülasyonları değişkendir ve Neandertaller gibi eski gruplarla karışmadan bile görünümlerinde ve fiziksel biçimlerinde çok fazla değişkenlik olabilir" dedi.
Modern insanlar Neandertallerle çiftleşmişti; bu nedenle günümüzde yaşayan çoğu insan yüzde 1 ila 3 oranında Neandertal DNA'sı taşıyor. Ancak araştırmacılar, bu melezleşme ve antik insan soy ağacının nasıl bir araya geldiği hakkında hala öğrenecek çok şey olduğunu belirtiyor.
Bu Antik Çocuk Kimdi?
Arkeologlar, Skhul Mağarası'nda ilk insan kalıntılarını 1928'de keşfettiler. Kazılarda yedi yetişkin ve üç çocuğun iskeletleri ile 16 başka bireye ait kemikler bulundu. Bu kemikler başlangıçta Neandertaller ve modern insanlar arasında bir geçiş türü olarak kabul edildi. Daha sonra araştırmacılar bunların iki tür arasında bir melez olduğunu öne sürdü, ancak bu değerlendirme de reddedildi ve sonunda anatomik olarak modern insanlar olarak sınıflandırıldılar.
Skhul I, büyük olasılıkla 3 ila 5 yaşları arasında bir kız çocuğuna aitti. Kafatasının yüzünün orta kısmı ve tabanının büyük bir kısmı eksikti, geri kalan parçalar halinde bulunuyordu. Geçmişte arkeologlar kafatasını birleştirmeye çalışmış ve parçaları alçıyla sabitlemişti, bu da modern araştırmacıların incelemesini zorlaştırmıştı. Yeni CT taramaları, araştırmacıların bu alçıyı sanal olarak çıkarmasına ve kafatasını diğer örneklerle karşılaştırmasına olanak sağladı.
Kafatasının modern insan özelliklerinden bazıları, kafatası tabanının yanındaki bir kemiğin dikey yönelimini içerirken, çenenin Neandertal benzeri özelliklerinden biri de çene ucunun (çıkıntısının) olmamasıydı.