İsrail'de bulunan 12.000 yıllık, son derece nadir bir Paleolitik figürin, arkeologları heyecanlandırdı. Güneybatı Asya'da keşfedilen bu pişmiş kil parçası, eski bir inanış sistemini temsil ediyor olabilir. Figürin, bir kadını ve bir kuşu tasvir ediyor ve Güneybatı Asya'da bilinen en erken insan tasviri olma özelliğini taşıyor.
Arkeologlar tarafından incelenen figürin, günümüz İsrail topraklarında yer alan Natufian yerleşimlerinden birinde bulundu. Natufianlar, yaklaşık 15.000 ila 11.500 yıl önce bu bölgede yaşamış, yerleşik avcı-toplayıcı bir kültürdü. Figürin, özellikle parçalandığı için dikkat çekici bir keşiftir.
Galile Denizi'nin yaklaşık 2 kilometre doğusunda yer alan Nahal Ein Gev II arkeoloji alanından çıkarılan bu küçük kil parçası, üzerinde yapılan çalışmalarla önem kazandı. Arkeologlar, bu figürinin hem tasvir ettiği konu hem de 12.000 yıl öncesine ait işçilik kalitesi açısından olağanüstü olduğunu belirtiyor. İnsan tasviri, Natufian kültüründe şimdiye kadar bulunan en eksiksiz ve detaylı insan vücudu temsili olarak kabul ediliyor.
Araştırmacılara göre, bu son derece nadir kil figürin, insan-hayvan etkileşiminin dünyadaki en erken temsili olabilir. Üç parçaya ayrılmış halde bulunan figürin, yaklaşık 3.7 santimetre boyunda. Yontulmuş kil tek bir bloktan yapılmış ve ateşlenerek sertleştirilmiş, ardından kırmızı bir mineral boyayla kaplanmış.
Figürinin üst kısmında, bir insan figürünün sırtına yerleşmiş, kanatları geriye doğru açılmış bir kuş bulunuyor. Figürinin alt kısmında yer alan üçgen şeklindeki oyuk, muhtemelen dişi üreme organlarını temsil ederken, yüz kısmındaki simetrik oval izler göğüsleri akla getiriyor. Araştırmacılar, bulunan hayvan kemiklerine dayanarak, bu kuşun büyük olasılıkla bir kaz olduğunu ve Natufianlar tarafından hem yiyecek hem de süs eşyası olarak kullanıldığını düşünüyor.
Figürin için öne sürülen olası yorumlardan biri, bir avcının ölü bir kuşu kampa taşıdığıdır. Ancak, kadının öne doğru eğik duruşu ve kazın canlı görünmesi, araştırmacıları daha mitolojik bir açıklamaya yönlendiriyor: Erkek bir kazın, çömelmiş kadının üzerine çıkarak çiftleşmesi.
Bu tür insan ve hayvan ruhları arasındaki hayali çiftleşmelerin dünya genelindeki birçok mitolojide bilindiğini belirten araştırmacılar, bu figürinin, gelişen kadın tasvirlerinin bu toplulukların manevi uygulamalarında kadınların artan önemine işaret edebileceğini düşünüyor.
Figürin üzerinde bulunan kısmi bir parmak izi de dikkat çekici. Parmak izinin sıklığına dair yapılan analizler, bu eserin bir kadın tarafından yapılmış olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Figürin, aynı alanda bulunan bir çocuk mezarı ve insan dişlerinden oluşan bir yığın gibi diğer eşsiz buluntularla birlikte keşfedildi. Bu bulgular, Natufianların, Güneybatı Asya'da yerleşik yaşama geçişin yaşandığı Neolitik Devrim'den önce bile karmaşık tasvirler oluşturduğunu ve animistik inançları ifade ettiğini gösteriyor.
Bu kadın ve kaz figürini, göçebe avcı-toplayıcıların dünyası ile ilk yerleşik toplulukların dünyası arasında bir köprü kurarak, hayal gücü ve sembolik düşüncenin insan kültürünü nasıl şekillendirmeye başladığını ortaya koyuyor.