Yeni bir teknoloji, inanılmaz bir hıza ulaşıyor: saniyede 1 milyon kare (FPS) görüntüleyebilen gelişmiş bir ekran tanıtıldı. Ancak bu ekran, bildiğimiz bilgisayar veya telefon ekranlarından çok farklı; insanların gözüyle görebileceği içerikleri değil, makineler arası iletişimi hedefliyor. Ultra hızlı bir kamerayla eşleştirilen bu sistem, düşük güç tüketimiyle yüksek bant genişliğinde, ışık hızında kablosuz veri aktarımına olanak tanıyabilir.
Geliştirilen bu 'ekran sistemi', verici görevi gören ultra hızlı bir microLED ekrandan ve alıcı görevi gören yüksek kare hızlı bir kameradan oluşuyor. Ekran, birden fazla dalga boyunda çalışan binlerce küçük ışıktan (yayıcı) oluşuyor ve saniyede bir milyon kareye kadar hızda yapılandırılmış ışık desenleri yayıyor. Her kare, dijital olarak kodlanmış bir veri parçacığı içeriyor. Ekrana bakan yüksek hızlı kamera ise bu kareleri yakalayıp çözerek verici ile alıcı arasında gerçek zamanlı, kablosuz iletişimi mümkün kılıyor.
Teknolojiyi geliştiren şirket, devam eden çalışmalarla saniyede 1 terabit (1 Tb/s) seviyelerine ulaşılabileceğini öne sürüyor. Bu hız, günümüzün en hızlı ağ arayüzlerinin performansını aşarken, henüz geliştirilme aşamasındaki 1600G (1.6 Tbps) teknolojisinden daha yavaş kalıyor.
Şirket, sistemin bant genişliği ihtiyaçlarına dinamik olarak uyum sağladığını ve 800G optik alıcı-vericilere göre iki veya üç kat daha iyi enerji verimliliği elde ettiğini belirtiyor. Bu durum, özellikle ağ oluşturma ve soğutma için operasyonel maliyetlerin önemli bir payını oluşturan veri merkezlerinde oldukça değerli. Ancak, bu yöntemle iletilen veriyi kodlamak ve çözmek için ne kadar güç gerektiği henüz tam olarak net değil.
Ayrıca, bu yeni iletişim mimarisi, fiziksel fiber veya bakır bağlantılara ihtiyaç duymuyor. Bu da büyük veri merkezleri için çok ihtiyaç duyulan esnekliği ve bakım kolaylığını sağlayabilir. Şirket, sistemin performansının, mevcut ihtiyaçlara göre veri iletim yolları ve bant genişliği tahsisleri açısından gerçek zamanlı olarak dinamik olarak ayarlanabildiğini belirtiyor. Ancak, iletişim ortamını fiber veya bakırdan tamamen havaya veya boşluğa geniş çaplı bir şekilde değiştirmek, sunucuların ve veri merkezlerinin büyük ölçüde yeniden tasarlanmasını gerektirebilir ki bu da sektör için zorlu bir girişim olacaktır.
Şirketin yetkilileri, veriyi havada megahertz hızlarında dinamik olarak iletme kapasitesinin bulut altyapısı için dönüştürücü bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Dünyanın en hızlı ekranını ve ekran tabanlı optik bağlantıları sunmaktan gurur duyduklarını, bu sayede büyük veri hacimlerinin hantal fiber demetleri yerine boş alanda iletilebileceğini vurguluyorlar. Gelecekteki yeniliklerle terabit ve üzeri bant genişliklerinin ulaşılabilir olduğu, bunun da ölçeklenebilir, modüler ve enerji verimli optik iletişimin yolunu açacağı ve optik hesaplama gibi öncü uygulamaları kolaylaştıracağı ifade ediliyor.
Hiç şüphesiz, bu yeni teknoloji kağıt üzerinde oldukça umut verici görünüyor. Ancak, veri merkezlerindeki niş uygulamalar veya kullanım durumları dışında yaygın bir kullanım alanı bulup bulamayacağını zaman gösterecek.